HAKEM KİM?

Meclise geldi, geliyor derken, başkanlık tartışmasında pürüzler aşıldı, model belli oldu; cumhurbaşkanlık!
Hangi maddeleri, içeriyor nelerde anlaşıldı, ya da kim neyi kabul ettirdi şimdilik bilinmesede Türkiye de çok şey değişecek…
Başbakan gidiyor, bakanlar gidiyor..
Yeni bir rejimin ayak sesleri geliyor!(???)
Kafalardaki soru işareti kalkmadan sadece particilik anlayışı ile ortaya çıkan bu durum bir çok kesimde de ciddi tereddütler yaratmaktadır.
İnsanların kafalarında yaşanan tereddütlerin giderilmesi için ciddi adımların atılması oldukça önem arz etmektedir.
…………………………………………………….
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yıllardır gerek ülkücü camia gerekse toplumun bir kesiminde süre gelen ‘devlet adamı, devletin adamı’ tartışmaları mı yoksa bir pazarlığın adamı mı olduğu sorusu bu süreçte netlik kazanacaktır…
Yaklaşık 14 yıldır ezilen, sürülen, görevden alınan, ülkücü hareketin mensupları, gönüllüleri süreci yakından takip etmektedir.
Özellikle son dönemde ortaya çıkan Meral Akşener’in MHP genel başkanlığında favori olması kitleleri sürükleyen bir harekete dönüşmesi genel merkezde ciddi bir rahatsızlık yaratmıştı.
Meral Akşener üzerinde FETÖ/PYD yapılanması ile ilişkilendirilmeye çalışılması süreci bir nebze durdurmuş MHP genel merkezi de bu arada kongre süreçlerini başlatarak, Akşener destekçilerini partiden uzaklaştırarak rahatlama dönemine girmişti.
15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında milletin sinesinde durdurulan ihanet hareketinde perde halen aralanmasında MHP’de süreç durmuş, Akşener’ciler partiden uzaklaştırılmıştır.
……………………………………………………..

MHP’de Türkiye genelinde 1 kasım sonrası başlayan ‘kurultay istekleri’ görevden almalar, teşkilat kapatmalarla sürmüş bu günlere kadar gelmiştir. Dün meydanlarda başkanlık sistemi ile ilgili oldukça sert sözler söyleyen, cumhurbaşkanı Erdoğan’a en ağır sözlerle yüklenen Bahçeli’deki bu değişimin sebebi halen anlaşılamamıştır!!!
……………………………………………………..

Bahçeli gerçekten bir oyun mu kurmakta, yoksa başkanlığa giden yolda Erdoğan’ın önünü mü açmaktadır!
……………………………………………………..

İsmin cumhurbaşkanlık ya da başkanlık olmasının hiç bir anlam ve önemi yoktur. Nelerin değişeceği, sistemin nasıl denetleneceği, parlementonun nasıl şekilleneceği oldukça önem arz etmektedir
Diğer bir hususta yedek milletvekilliği tartışmalarıdır. Amaçlanan ara seçimlerin kaldırılması, meclisin çalışma sisteminin tıkanmasını engellemek gibi görünse de ben şahsen yedek milletvekilliğinin doğru bir yaklaşım olacağına inanmıyorum.
Neden mi?
Çünkü millete vekil olanların yedeklerle baskı altına alınması pazarlıkların oluşması bir kaç yıl sen, bir kaç yıl ben mantığı ile çok daha farklı bir sürece girilebilir. Bu gün HDP için yapılmak istenen yedek milletvekilliği yarın yine HDP ve benzeri partiler için bir umut ya da çıkış kapısı olma ihtimali yüksektir.
Yedek milletvekillerinin statüsü ne olacaktır? Yedek milletvekillerinin büyük paralar karşılığında asılla yer değiştirmeyeceğinin garantisi nedir?
Diğer bir konu da yargı mensuplarının atanması anayasa mahkemesinin devletin koruyucu statüsünde hangi ölçüde belirleyici ya da etkin olabilme özgürlüğünün sağlanacağıdır.
……………………………………………………..

Atadıklarınızla, seçtikleriniz yer değiştirdiğinde ciddi bir kaos ortamı oluşacaktır. Atadıklarınız devlet adına, hüküm verirken seçtiklerinizi atadıklarınıza denetlettirme, baskı altına alma, korkutma vb. Süreçler demokratik gelişimi durduracak Türkiyeyi oldukça geriye götürecektir.
……………………………………………………..

Şahsi kanaatime gelince; Türkiye bir kırılma noktasındadır…
Bu süreç bir iktidarın son demleri ya da değişimin başlangıç noktasıdır.
Ya devlet başa ya kuzgun leşe diyen devlet Bahçelli son virajda, devleti tutup kaldıracaktır(!) Rejmin değişmesine parlementer sistemin askıya alınmasına müsaade etmeyecektir.
Türk tarihini iyi biliyorsak Devlet Bahçeli, kurt kapanını kurmuş, yarım ay düzeninde ihanetle şekillenen HDP’yi şehirlerden, PKK’yı dağlardan temizlerken AKP’ye destek olmakta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ise büyük bir sürpriz hazırlamaktadır.
FETÖ gitti, HDP içerde, binlerce insanın etkilendiği davalar devam ediyor, ekonomi allak bullak, bir tek başkanlık mı olsun cumhurbaşkanlık mı ? tartışmasına kitlendik!
Amma velakin asıl tartışma referanduma gidecek 330 bulunamasa ve cumhurbaşkanının anayasal sınırlara çekilmesini artık zorunlu hale getirecek olan TBMM’deki oylama sonrası yaşanacaktır.
Bekleyip göreceğiz; DEVLET BAHÇELİ DEVLET ADAMI MI, YOKSA PAZARLIK ADAMI MI?
Bu güne kadar pazarlığa geldiğini görmedik, devlette devlet diyordu, şimdi ne diyecek bekliyoruz!
Cumhurbaşkanlık’ta, HAKEM; TBMM’mi yoksa büyük bütçelerle gidilecek olan referandum da HALK MI OLACAK?

Başa dön tuşu