NE YAZSAM Kİ!

Köşe yazısı yazmak…
Klavyenin başına geçtiğinde ne yazacağını bilememek…
Önceki hafta Beşiktaş’da polisimize patlayan bomba, geçen hafta askerimizi hedef aldı. Teröre lanet, topluma birlik beraberlik mesajları yayınlandı bol bol…
Ülkenin dört bir yanında şehitlerin toprağa verildiği günlerde iki büyük açılış gerçekleştirdi devlet erkanımız. Bu açılışlarda verildi terörle ilgili mesajlar…
Trabzon’daki stadyum açılışında çok önemli(!) bir de misafirimiz vardı: Katar Emiri. Basına yansıyan haberlere göre sayın Emir Cumhurbaşkanımız ile açılış öncesi Trabzon semalarında tur atarak kış turizmi için uygun yerlerin keşfini yapmış..
Sonra büyük bir gururla Avrasya Tünelini açtık. Artık “gemileri karadan yürüten ecdadın, arabaları deniz altından geçiren torunları” olduk…
Ve 2016’nın şimdiye kadar ki kalan günlerde başka bir şey olmazsa en vahim olayını yaşadık: Emniyette görevli bir terörist Rus büyükelçisini öldürdü…
Tarihimizde “elçiye zeval olmaz” anlayışı da öldü böylece…
Bomboş salonda elindeki tabancanın mermisi de bitmişken saldırgan en azından yaralı yakalanabilecekken o da öldürüldü. Şimdi olayın üzerindeki esrar perdesini Ruslarla işbirliği içinde çözmeye çalışacaz. Medyanın tutumuna bakarsanız kimin yaptırdığı belli aslında.
Bu tür olaylarda saldırgan canlı yakalanıp konuşturmak asıl olması gerekirken ne yazık ki konuşturulmadan susturuldu…
Yukarı da bahsettiklerimin hepsi aslında ayrı ayrı birer yazı konusu olabilecekken toplum olarak o kadar kafamız karışık ve o kadar vargeller yaşıyoruz ki, neyi neresinden tutup değerlendireceğimizi bile bilemez olduk…
Ben de ne yazacağımı bilemeden aklımdan geçenleri döktüm kağıda bu hafta…
Ha unutmadan, artık İstanbul’da ziyaret edilmesi gereken yerler arasına giren Şehitler Tepesini yolunuz düştüğünde mutlaka ziyaret ettiğinizi gösteren selfilerinizi sosyal medya hesabınızdan yayınlamayı unutmayın.!!!
Terörün bittiği aydınlık günlerde buluşmak ümidiyle…