ÜÇ KELİME

Yapılan her işin, her mesleğin, her sanatın, her faaliyetin kendine has birçok hususiyetleri vardır. O işi veya mesleği en iyi şekilde icra edebilmek için öncelikle bilgiye ve ardından da uzun süre pratiğe ihtiyaç vardır. Ancak o zaman yapılan iş bir meleke haline gelir ve mükemmel sonuçlara ve başarılara ulaşılır.
Örneğin sıradan bir insan bir terzi gibi güzel ve sağlam dikiş dikemez. Veya bir berber gibi tıraş yapamaz. Ya da bir sanatçı gibi resim çizemez. Bu konularda iyi seviyede muvaffak olabilmesi için bilgi, yetenek ve gayret gerekir. Bahsedilen bu muvaffakiyet, iş ve sanat hayatında olduğu kadar çocuk eğitimi ve terbiyesi konularında da geçerlidir.
Mutlu ve başarılı çocuk yetiştirmenin elbette ki birçok yolu vardır. Bu cihetten bakılırsa çocuk eğitiminin de kendine özgü binlerce belki milyonlarca kuralları, ilkeleri ve prensipleri var. Ancak doğru zamanlama ve sıralama ile bunlar yerine getirildiğinde başarılı ve mutlu çocuklar yetiştirilebilir. Bu ilkeleri destekleyen üç tane gizemli kelime vardır ki bunlar çocuk eğitiminin olmazsa olmazıdır.
Çocuk eğitiminde birinci gizemli kelime “KARARLILIK”tır. Şöyle ki çocuklara karşı anne baba ve eğitimciler her türlü yaklaşımlarında kararlı olduklarını hissettirmelidirler. Çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren çevresindeki büyüklerini taklit ederek öğrenirler. Ayrıca küçük olmalarına rağmen büyüklerinin tutum ve davranışlarını çözerler. Ebeveyn çocuğa karşı davranışlarda kararsızlık sergilerse bu durum çocuğun zihninde de kararsızlık olarak yer eder. Üstelik kararsız tutum sergileyen ebeveyn çocuklarına doğru davranış kalıplarını benimsetme ve alışkanlık kazandırmada oldukça zorlanır. O nedenle çocuklara karşı yaklaşımda anne baba ve eğitimciler kararlı davranmalı ve aldıkları kararların arkasında kararlılıkla durmalılar. Ebeveyn “söylediğini yap, yapacağını söyle” İlkesiyle hareket etmeli.
Çocuk eğitiminde ikinci gizemli kelime “TUTARLILIK” tır. Şöyle ki anne baba ve eğitimciler çocukları ilgilendiren tutum ve davranışlarda tutarlı davranmalılar. Kişiye, zamana, mekâna veya anne babanın moral durumuna göre ilkeler değişmemeli. Prensip odaklı bir eğitim ve ev ortamı sağlanmalı. Bir bakıma evde krallar değil, kurallar hüküm sürmeli. Örneğin bugün çocuğunuza televizyon izlemek için bir saat izin veriyorsanız, bu kural yarın da öyle olmalı. Ya da eşinizin “hayır” dediği bir konuya siz asla “evet” dememelisiniz. Bu anlamda ebeveyn çocuğa karşı ortak bir dil ve tutum geliştirmeli. Bunun için biz “anne ile baba konuşmalı ortak dil, biri olmalı diğerine muadil” diyoruz.
Çocuk eğitiminde üçüncü gizemli kelime ise “DEVAMLILIK”tır. Danışmanlık yaptığım bazı anne babalar görüşmemizden iki gün sonra telefonla arayıp “Ahmet Bey, dediklerinizi yaptık. Ancak bizim çocuk hala değişmedi. Aynı problemler devam ediyor, ne yapacağız?” şeklinde çaresizliklerini dile getirirler. Ben de onlara çocuk eğitiminde sihirli sözcük olan devamlılığı ve sabrı anlatırım.
Unutulmamalı ki eğitimde herhangi bir davranış zamanla alışkanlığa dönüşür.