ONLAR TÜRKLÜK İÇİN ÖLDÜLER TARİHE NOT DÜŞTÜLER.. ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

Yerkürede çağdaş toplamların kullandığı 2 takvim vardır; M Ö(Mllaltan Önce), M.S(Milattan Sonra)l..
M.Ö yeryüzüne şekil veren Roma Imparatorlarına diz çöktüren efsanelere konu olan bazen BOZOKLAR bazen ÜÇOKLAR adı ile anılan kimi zaman ERGENEKON efsanesı ile Orta Asya steplerinden çıkıp bu günün AB ülkelerinin ortalarında soluklanan bir millet…
Bu milletin adı M.Ö HUN’dur. METEHAN’la Çin’e; bu gün bile dünyamızda, uzaydan görülebilen insan yapımı tek eser olma özelliğini taşıyan ÇİN seddini kilometrelerce çektirten ama bu seddin bile engel olamadığı gücün adı TÜRK’tür… _
Boylar, hanlar Orta Asya steplerinde at koştururken gücünü tek tanrı inanışında bulan bu millet M.S’da yeryüzünde ismi ile var olmuş, güçlüye diz çöktürmüş, kendi kurduğu imparatorlukları yine kendi küçük beylikleri ile yıkarak yeni imparatorlukların kapısını açmış milletin adı da TÜRK’tür.
Zulme rıza göstermeyen YÖRÜK ile konar göçer, Türkmen ile yerleşik kentler kuran, medeniyetler taşıyan, kimi zaman Tanrının kılıcı, kimi zaman da dağların sessiz efesi yedi dağın arslanı TÜRK’tür.

Bu millet İslam ile tanıştıktan sonra ilah-ı Kelimettullah davasını Orta Asya steplerinden getirdiği kökü M.Ö’ye dayanan Kızılelma ülküsü ile harmanlayıp yeryüzüne nizam vermeye çıktığında Anadolu topraklarında Haçlı saldırılarını engelleyen, Yedi düvelli Haçlı ordusunu Anadolu coğrafyasında tek başına karşılayıp Kudüs’e göndermeyen gücün adı TÜRK’tür..

Bizans’ı erim erim eriten Anadolu coğrafyasından adım adım uzaklaştıran, yaylalarda kurduğu Karaman, Candaroğulları, Osmanoğulları velhasıl Kayı Boyu’nun yedi ceddinin Anadolu da kök salmaya başladığı Karadeniz’den Balkan yarımadasına kadar yerleştiği bu dönemde, çöken Selçuklu’nun işaret edeceği Beyliğe bağlanmak için nöbet bekleyen yiğitlerin, millet ismi TÜRK’tü.

Selçuklu ömrünü tamamlarken, sancağı teslim edeceği beylik Osmanoğulları Söğüt’te aldığı bayrağı üç kıtaya taşırken Kızılelması adalet ve ilah-ı Kelimettullah davası idi!!! Anadolu’nun bağrına saplanan Konstantinapolis ismindeki bugünün İstanbul’unu fethederek atalarının M.Ö diz çöktürdüğü Roma’nın yaşayan en son kolu Bizans’ı tarihin çöplüklerine atarken, Hz. Muhammed (s a v) övgüsüne mazhar olmak üzere yola çıkan Türk yiğidinin adı Fatih Sultan Mehmet’ti…

Ve tarihten çekilmek üzere olan Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde işaret; yiğit Mustafa Kemal Atatürk’e 18 Mart 1915 yılında Çanakkkale’den geliyordu..

Yedi düvelle; Ingiliz’i, Fransız’ı, Kanadalısı, Avustralyalı Anzak’ı, Hindu’su yamyamı ve paralı askerleri İle sözde medeniyetin temsilcileri Çanakkale sırtlarına dayandığında yeni bir Türk devletinin doğuşuna tanıklık ettiklerini nereden bilebilirlerdi?

M.Ö Metehan’ın öncüsü olduğu düzenli ordunun en vefakar ve en cefakar, en inançlı ordusuna hükmeden Mustafa Kemal’in ‘ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum’ emri karşısında üst üste siperlere yığıldıklarında milletleri kurtaranın Çin Seddi gibi duvarlar değil vatan, millet ve bayrak uğruna ölmesini bilen isimsiz kahramanlar olduğunu tarihe not ettiren yiğitlerin adı TÜRK’tü..

‘Çanakkale Geçilmez’ diye tarihe not düşüren bu yiğitler Anadolu’ya; Çanakkale sırtlarında 250 bin can olarak yatıyorsak, Anadolu topraklarına bir komutan teslim etmenin ve Kızılelma ülküsünü Anado¬lu coğrafyasında dalga dalga yayarak binlerce yıllık geleneğimizi, milletimizin ismini, TÜRK’ün ateşle imtihanını verebilecek olan Mustafa Kemal’ i gönderiyoruz… Biz inandık, siz de inanın, yüreğindeki ateş TÜRK’ü yeniden Anadolu coğrafyasında diriltecek, ERGENEKON efsanesi gibi demir dağları eritecektir’ diyordu.

Çanakkale yüzbinleri bağrında ağırlarken milyonlar. Osmanlı’nın son külleri arasından aldığı işareti yakacak olan Mustafa Kemal’i Anadolu’ya Çanakkale, Çanakkale diye çağırıyordu… O Çanakkale bir imparatorluğun son savaşında, TÜRK’e yeni bir devletin komutanını göndererek, özgürlük ve bağımsızlık ateşini fitillemiş Kurtuluş Destanını 250 bin şehit Çanakkale’de 18 Mart 1915’te Türk milletine Mustafa Kemal’i önder olarak çıkartarak göstermişti. Çanakkale ruhu halen nöbette! 106 yıl önce yedi düveli püskürten yiğitler! Adınızı bilmesekte, resminizi görmesekde siz tarihe not düştünüz; ÇANAKKALE GEÇİLMEZ ! BİZE DE BU SÖZÜ ÇİĞNETMEMEK KALIYOR!!!!

Çanakkale şehititlerini ölüme koştukları yılın 106. Yıldönümünde rahmet, minnet, şükran ve saygıyla anıyorum. Ruhları Şad olsun, vatan var olsun …
OKULLARDAN KALDIRSALARDA BİZ ANDIMIZLA BÜYÜDÜK… !!!!???
Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!

Başa dön tuşu