VEDALAR ZAMANSIZDIR

Değerli okurlar, her hafta bu köşede buluştuğum sizlere bu yazı ile veda etmek istiyorum. Şehir Gazetesi’ne, yazılarımla sizlerle ilişki kurma olanağı sağladığı için çok teşekkür ediyorum. Herkese nasip olmaz bana verdikleri bu fırsat.
Ancak artık hem başkalarına yer açmak istiyorum hem de köşe yazısı yazmanın zorluğundan açıkçası kaçmak istiyorum. Gazetemiz imtiyaz sahibi Mustafa Eker’e ne kadar teşekkür etsem az. Çünkü hem köşe yazısı yazmanın inceliklerini kendisinden öğrendim hem de bazen gazetenin baskı anına saatler kalana kadar beni bekleme sabrını gösterdiği oldu. Keşke yazıları önceden yazabilseydim de ona bu sıkıntıları yaşatmasaydım. Fakat yazı günü geldiğinde o gün akşama kadar ne yazacağıma bir türlü karar verememiş oluyordum.

Gazetecilik zormuş gerçekten, herkesin üstüne yazmadığı yeni bir konu bulmak, yazının hem gündelik olup hem de anlamlı bir derdi olmasına çabalamak; açık seçik, herkesin anlayacağı bir dille yazmayı başarmak pek de kolay bir iş değilmiş. Ben de anlamış oldum bu süre içerisinde. Yukarıda belirttiğim “kaçma” olayı sanırım birazda bundan kaynaklı…

Haftada bir de olsa gazete yazısı yazmak benim gibi gazeteci kökenli olmayan ya da sonradan gazeteci olmaya çalışan biri için gerçekten zor iş. Kısacık, neredeyse bir sayfalık bir yazıda herkesin önemseyeceği bir konuda okunmaya değer bir söz söylemeyi başarmak gerçekten bir marifetmiş.

Buna rağmen sizinle bu “pencereden” bazen gördüklerimi, bazen görmek istediklerimi paylaşmaya çalıştım. Bazen de hayat akıp giderken günlük hayatın koşuşturmasının dışına çıkıp tarihten kesitler sunarak geçmişi yad etmek veya geçmişteki güzelliklere duyduğum özlemi sizinle paylaşmak istedim. Tüm bunlar içinde tek amacım siz okurlarımıza nokta kadar bile olsa sosyal ve kültürel anlamda bir faydamın dokunması idi. Umarım bu konu da amacıma ulaşabilmişimdir.
Tahmin ediyorum ki, yazılarımı okurken bazen gülümsediniz, bazen de hoşunuza gitmeyen cümlelere muhatap olduğunuz için kızdınız. Bu nedenle yazılarıma alınan veya kırılan her kim varsa helallik diliyorum.

Gündelik hayatımda da pek başarılı olamadığımı düşündüğüm konuların başında veda etmek gelir. Veda etmek bir daha aynı ortamda olmayacakların yapacağı bir eylemmiş gibi gelir bana. Oysa hayatın yarın neler getireceğini kimse kestiremez. Bugün veda ettiklerinle yarın farklı konumlarda yine birlikte olmak var bu hayatta. O nedenle bu yazımı bir veda yazısı gibi değil, sizlerle son hasbihal gibi kabul etmenizi bekliyorum.

Durağan gibi bir ilçemizde halkın sesi olmak, kişilerin farklı sebeplerle dile getiremediklerini kamuoyu ile paylaşmak adına çok önemli bir misyonu üstlenmiş olan Şehir Gazetesi’ne ve gazetenin çıkması için maddi ve manevi birçok zorluğa göğüs germeye çalışan Eker ailesine ve diğer çalışanlarına bundan sonraki yayın hayatlarında başarı ve uzun yıllar dilerken siz okurlarında ilçemizin sesi konumunda ki gazetemize sahip çıkmaya devam etmenizi temenni ediyorum. Ben bu yazı ile Erdemin Penceresini kapatırken sizlerin gönül pencerenizin hep açık kalacağına yürekten inanıyorum.
Her şeyin gönlünüzce olması dileği ile kalın sağlıcakla…

ERDEMİN PENCERESİ
Başa dön tuşu