2023’e ne kaldı ki?!

İmamoğlu verilen ceza ülkenin 1 numaralı gündemi haline geldi…
Sanki iktidar; milletin ekonomik zorlukları unutulsun yaşadıklarını hatırlamasın diyor..
Bu konu toplumun her kesiminde lehte ya da alyehte konuşulur hale geldi..
Oysa millet geçim zorluğu çekiyor…
İşçi verilen sgari ücretle geçinemiyor!
İşveren açıklanan asgarei ücreti ödeyemez duruma gelmiş..
Esnaf Bağkur priminden dert yanıyor..
Çiftçi artan maliyetler karşısın da gelecek zamların hesabını yapıyor..
İşsiz genç anne baba eline bakmaktan….
Okuyan çocuk hayallerinin yıkılmasından dertli..
Bir zamanlar ilçelerde hatta ülke genelinde çocuğunu iyi bir liseye göndermek LGS(Lise geçiş Sınavları)için yarıştıran aileler şimdilerde yakında olsun moduna girmiş…
Artan maliyetler açıklanan asgari ücret sonrası bir çok küçük firma işçi çıkartmaya başlamış durumda…
Diğer yandan yine açıklanan asgari ücret sonrası SGK primleri ve kendi geçimini sağlamak isteyen esnafta zaten eleman bulamıyordu. Bu şartlarda çalıştıramaz hale gelince de şahıs işletmeleri eş çocuk dayanışması ile tamamen aile boyu bir işletmeye dönüşmek zorunda kalacak gibi görülüyor. Artık bu ufak işletmelerde okul sonrası çalışan çocuklar, evinde çocuğuna zaman ayırması gereken annenin geçinmek, eşine ailesine destek olmak için işyerlerine indiğini göreceksiniz..
Çünkü bir gerçek var ki; asgari ücretle işçinin geçinemeyeceği kesindir. Amma hem SGK primi hem de 8500 TL maaşı ödeyecek özellikle kırsalda bizim gibi küçük yerlerde işveren bulmak artık çok zordur..
Memur memur olmaktan muzdarip.. Herkes emekçinin yanında ama onu yetiştiren öğretmenin düştüğü durumu gören yok…
Geçenlerde bi protokol esnasında bir okul müdürümüzle yani, öğretmenle konuşurken söylemiş olduğu “Geçen yıl bir öğrenci mezun ediyoruz. Daha 18-19 yaşında .. Resmi kurumda işe giriyor işe başlarken maaşiı 16- 17 bin TL. Biz ise 11 bin TL bile almıyoruz. Üstelik müdürüz. Bu nasıl düzen anlamak mümkün değil. Yetiştirdiğimiz gencecik çocuk siyasi mülahazalarla mezun olur olmaz iş başı yapıyor. Gözümüzde yok ama en azından onları eğiten bizleri de mağdur etmesinler. Yılların öğretmeniyiz. Üniversite okul yılları derken bu gün öğretmen olduk , insan yetiştiririyoruz. Bu ülkenin geleceğini inşaa ediyoruz Bize verilen değer mezun ettiğimiz bir lise mezunu işçi kadar bile değil “ diyerek adeta isyan ediyordu.
Haklı mı sonuna kadar.
Bu ülkede siyasetçiyi, doktoru, bilim insanını yetiştiren öğretmene devlet bu değeri verirken ya atanamayan ya da özel sektörde çalışıp asgari ücerete mahkum olan öğretmen onu düşünen var mı?
Yok!
Bir ülke düşünün ki, okumayan, okumakta istemeyen parasının haddini hesabını bilmeyen, devletten beslenen gayrimenkul zengini ya da hasbel kadar atadan babadan kalan mirasla geçinen ve kira geliri bu ülkenin geleceğini inşaa edenlerden bile daha yüksek olan bir yapının geleceği olmaz.
Bu ülkede metropolde bir memurun atandığında başını sokacağı 1+1 daireye bile maaşından yüksek kiraların istendiği, çocuğunu okutmak için çaba sarf edeni bir ailenin bizim gibi küçük yerlerde bile aylık 1500- 2000 TL.li rakamlar ödediği bu süreçte ekonomisi iyi olan beyler unutmayın sizin geleceğinizi de çalıyorlar!
Bu borç yükü, artan malişyetler karşısında zannetmeyin her şey güllük gülistanlık sadece seçim öncesi ya da diğer bir deyimle fırtına öncesi sessizlik..
Ama olsun 2023’ü bekleyenler için yer altından fışkıracak ve Lozan’ın yasakladığı tüm madenleri işleterek büyük zengilikler kazanacağımnızı 2023 sayılı günler kaldı!!!!????
O nedenle keşke asgari ücrete zam yapamasaydı. Maliyetleri bu kadar arttırmasydı da hükümet 2023 yılında oluşacak zenginlikten payımızı alsaydık!!!!???
Ama sanırım hükümette 2023 yılına girdiğimizi unutmuş olacak ki; bir yanda zam furyası diğer yanda fiyatları arttıran hükümet düşmanı marketler, ve esnafa yapılan denetimlerle enflasyonu kontrol altına alma derdi..
İyi de asgari ücrete gelen zammı, SGK’da artan primi, enerji giderlerinde artan maliyeti esnaf ya da işveren nereden karşılayacak? Onların iktidar ya da devletten beslenen sermaye grupları gibi bir cebinden öbür cebine giden para kaynakları bulunmuyor. Onlar alınterlerini döken, umutlarını biriktiren sadece sorumluluk duyan gruplar. Kimlere karşı devlete, ailesine ve çalışanlarına mahçup olmamak adına kılı kırk yarıp cebindeki veren grular… Onların cebinden eksilmesi demek; bankada kredi esnaf kefaletten çekilen kredi bir umuttur yaşamak deyip bir sonraki güne borçlanmaktır..
Velhasıl 2023 girerken hayal sattılar, hayal kurdurdular gerçekler ise daha çok işsiz daha çok maliyet ve daha çok çok ekonomik kriz olarak geliyor…
Siz siz olun seçim öncesi boşalan devlet kasasına, yoksul ve zengin arasında açılan uçuruma bakıp geleceğinize yön verin..
Asgari ücrete sevinmek hakkınız ama yetmediğini bilşerek ve çocuklarınızda işsiz kalacağını görerek sevinin..
Çünkü bu ülkede işini halledip sırtını devlete dayamayan özel sektörde çalışan ve işsizlikle karşıya karşıya kalan binlerce insan bekliyor..
Devlette çalışan için devletin bir kasasından girip diğer kasasından çıkan emekliliğine yazan borçlanmayan bir devlet… Diğer yanda yaşamak için borçlanan ya da işçisini çıkartan özel sektör…
Özel sektör küçülmeye, işçi maliyetlerinden kısmaya artan maliyetler nedeni ile ürünlere zam yapmaya devam edecek..
Kısacası 2023 müjdeli haberler gelecekti..
Yer altından maden fışkıracaktı..
Lozan nedeni ile açamadığımız, işletemediğimiz madenleri işlemeye başlayacaktı..
Şimdilik işsiz genç, artan enflasyon ve geçinemeyen memur emekli işçi derken ülke olarak kepenk kapatmaya hazırlanıyoruz..
Ama olsun savunma sanayiinde dünya lideriyiz…
Hayal alıp satma da galaksi ile yarış ediyoruz…
Metropolde evi olamayan yeni atanan sözleşmeli memur ya istifa ya da intiharın eşiğinde…
Ama umutlu olun zenginlik son virajdayız! İktidarın dediği gibi 2023’e ne kaldı ki?

Başa dön tuşu