HAYALLER KUZUYU, GERÇEKLER GARİBİ VURUR!
Hayaldi gerçek oldu…
Tarihti, günümüze uyarlandı..
Neden mi? Bahsediyorum…
Ünlü Fransız kraliçesi Marie Antoinette’i ait olduğüu söylenen ama hala onun söyleyip söylemediği bile belli olmayan “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!” sözünden…
16. yy. da söylendiği belirtilen bu söz o dönemden günümüze kadar uzanan, zaman zaman halkımızın zaman zamanda siyasilerin diline dolanan bu meşhur söz: ““Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!”
İşte fakirliğin arttığı yoksulluğun pençesinde halkın bunaldığı bir dönemde söylenen ya da söylendiği iddia edilen bu söz şekil değiştirdi, günümüz siyasetinde halkın ekmek almaya para bulmakta zorlandığı bir dönemde et alamayan kuzu kessine dönüştü…
Geçtiğimiz hafta bir televizyon programında BBP Genel Başkanı Mustafa DESTİCİ’nin
“Her mesele ekonomik… Ben kasaba gidip 100 liralık et almıyorum. Gidip kuzuyu kestiriyorum ya da toplu bir hayvanı oradan parçalayıp alıyorum. Şimdi buna dikkat ediyorum. Buna herkes dikkat edebilir. Herkes bu imkanı bulamayabilir, bu ayrı mesele…”
Daha sonra bunu düzeltmeye çalışsa ok yaydan çıkmış millet bunu diline persek etmişti.
Tıpkı 16. yy.daki gibi vatandaşın alım gücünün olmadığı sözlerine karşılık ekonomik tedbir olarak pasta yemeyi tavsiye edenler gibiydi…
Bu gün halk; bırakın eti ,ekmeği, tarlaya atacak gübreyi, evinde yakacağı elektriği, ısınacağı kömürü düşünürken kasap aklından bile geçmezken kuzu kesmek fakirin işi olmasa gerek…
Maalesef bu dönemde talihsiz bir söz ve tarihin tozlu sayfalarında kalmış ekmek bulamayanlara pasta, yine ekmek derdinde olanlara kasabı unutanlara ise kuzu al kuzu kes tavsiyesi yönetenlerin son tavsiyesi olmalıdır. Asıl olan esnaf olup et satanı, un alıp ekmek yapıp satanı dert edinip halkın buna ulaşmasını sağlamak temel gaye olmalıdır.. Aksi takdirde toptancı misali toptan al, toptan sat bir araya gel birlikte tüket diyerek ekonomik çözümler sunmak bu dönemim siyaseti değil olsa çare bulamayan politikacının gafları olarak geçmişte olduğu gibi tarihe geçecektir.
İlçeDE tepeden bakanların zevkine uygun yer bulmak değil göçüp giden Durağan’ın derdine çözüm bulmaktır…
2022’ye girerken Durağan’ın en önemli tartışma konusu haline Durağan TOKİ konutları..
Evet bir gecikme var.. Artan bir maliyet var..
Ama TOKİ’nin iptal eilmesi gibi bir durum söz konusu değil.. Asıl olan Boyabat’la birlikte başlanan süreçte Boyabatlı ucuza konut sahibi olurken Durağan’li TOKİZADE’lerin 2020’de ucuza konut sahibi olacağız diyerek girdikleri bu süreçte %100 artan inşaat maliyetleri karşısında konut sahibi olamayacak duruma gelmeleridir.
İktidar sahipleri kendi istekleri ve arzuları doğrultusuna yer arayışında olurken asıl olan garip gurabanın umudunu TOKİ’ye bağlayan ‘HA BUgün HA YARIN’başlanacak diye gözleyip dururken artan girdi maliyetleri karşısında ödeyemez duruma gelmeleridir. Ekonomik koşullar bu vatandaşlarımızın alım gücünü düşürürken, yükselen maliyetlerde ödeyemez hale getirmiştir. İktidar sahipleri dün ‘orda mı olsun, burda mı olsun’ tartışmaları arasında %100 oranında artışa mahal oldukları bu soruna çözüm bulup bu umutla TOKİ’den ev alan bu insanlarımızı konutlara sokacak formül bulmalarıdır. Yoksa Durağan’da TOKİ’de zengine, Sanayide zengine, siyasette zengine çalışır!.. izlenimini silemezsiniz…Umut sahibi, ekmek derdinde olan gariptir bu memleketin çilesini çeken.. Onlarda göçerse olan esnafa olur… İlçede ister bürokrasi, ister siyaset yönetimi tepeden bakanların zevkine uygun yer bulmalı değil göçüp giden Durağan’ın derdine çözüm bulmalıdır…
