BAŞKANLIK GELDİ DİYE SEVİNMİŞTİNİZ!

Geçim şartları ağırlaşıyor. Zamlar üst üste biniyor. Ekonomik daralma halkın geçinememesine yol açıyor. Halk başkanlık sistemine onay verdi fakat daha da huzursuz oldu. İnsanlar mutlu değil. Esnaf, çiftçi, sanayici hepsi kan ağlıyor. Şirketler, firmalar, fabrikalar batmanın eşiğinde. Bir çok fabrika ve kurum yok pahasına satıldı. İlleri, ilçeleri ayakta tutan, üreten, tüten ocaklar söndü. Yılların birikimleri tükeniyor. 24 Haziran seçim sürecinde bugünleri hep ifade etmiştik. 31 Mart yerel seçimleri ekonomiyi düzeltmeyecek. Seçimi kazanmak uğruna yine balonlar havada uçuyor. Seçim sonrası halkı zam süprizleri bekliyor. Dolar yeniden yükselişe geçecek. Tarımda ithalat arttıkça dışa bağımlılık da artmaya devam edecek. “Beka!” algısı 31 Mart’a kadar sürecek. Çünkü, 24 Haziran seçim söylemleri de aynıydı. Değişen ne oldu? Hatırlarsanız geçen yıl bugünlerde 24 Haziran başkanlık sistemine ve milletvekilliği genel seçimlerine gidiliyordu. Meydanlarda yine Cumhur ittifakı ve Millet ittifakı vardı. Cumhur ittifakı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin bir şubesi gibi çalıştıklarını ima yoluyla ifade eden ve geçmişteki ağır söylemlerini bir çırpıda unutan Devlet Bahçeli vardı. 17 senedir ülkeyi tek başına yöneten siyasi iradeyle yatıp kalkan ve “Cumhur ittifakı”nı manşetlerle, programlarla gece gündüz parlatıp cilalayan ve yine, 17 senedir muhaliflere söz hakkı vermeyen, verilse dahi milletin gözünden kaçıran, sürekli “Terörist, hain” gibi kötü ve çirkin iftiralarda, ithamlarda bulunan, meydanlarda söylenenlerin hayalden ibaret olduğunu vurgulayan ve ekonomik gidişatta da haklı çıktıklarını dile getiren “Millet İttifakı”nı gündemine almayan televizyon kanallarının tamamı saraydan yanan olmayanlara her seçim öncesi kara bir propaganda yürüttüler. İşte aynı kara propaganda 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlere giderayak yine başladı. Hem de şantajlarla.. 9 ay önce de şimdi ki gibiydi! Millet ittifakı’nda Meral Akşener, Muharrem İnce ve Karamollaoğlu’na yönelik “HDP ve kandille anlaştılar!” manşetleri atılıyor, algı pompalanıyordu. 24 Haziran’dan bugüne kadar geçen süre içerisinde meydanlarda, ekranlarda sık sık, “Başkanlık gelirse ülke şöyle uçacak”, “Ülkenin bekası için 24 Haziran önemli..” “Dış güçlere tokat vurmak için başkanlık” şeklinde vesair, vesair.. Savaşa gider gibi seçime gidildi. İnsanlar kutuplaştırıldı. Üretim toplumundan, üretmek için siyaset yapanlardan tüketim toplumuna, ayrışan ve kavgaya meyilli topluma doğru eksen kayması oluşturuldu. Kısır tartışmalarla oyalanan, tehlikeyi ve tehlikeli süreci bir türlü sezgileyemeyen yeni toplumlar var edildi. Ve bu kitlenin uyanışı için çırpınışlar devam ediyor!.. Devlet adamı tarafsız olmalıdır! Cumhurbaşkanlığı makamının bir ağırlığı olmalı. Kavgasız, riyasız ve adil olan. Tarafsızlığın yeminle pekiştirildiği bir makam olan Cumhurbaşkanlığı makamı görülüyor ki, yerel seçimlerde belediye başkan adayları için oy isteme, siyasi çalışma yürütme, kendinden olmayana her şeyi söyleme, hakaret ve tehdit makamına dönüştürülmeye doğru s… Haftaya inşaAllah görüşmek dileğiyle.