BİR ŞEYLER OLDU!

Hepimizin malumu 31 Mart yerel seçimleri ülke gündemini uzun süre meşgul etti. Gerek seçim öncesi ittifaklar üzerinden, gerek adaylar üzerinden ve gerekse sonuçlar üzerinden yapılan açıklamalar 2019 yılı başından beri hep gündemimizde oldu. Halk 31 Mart’ta sandığa giderek tercihini yaptı ama bir çok yerde yapılan tercihler anlamsız kaldı. Önce KHK’lıların durumu vicdanlarda sorgulandı. Adaylığı kabul edilen, sandığa aday olarak gidenler sandıktan çıkınca aday olamazsın denilerek mazbatası verilmedi. Madem aday olamayacaklardı YSK neden adaysınız diyerek onayladı. Sonrasında vatandaşın tercihinin YSK tarafından yok sayılıp ikinci sırada sandıktan çıkan adayın galip ilan edilmesi vatandaşın tercihine en hafif ifade ile saygısızlık değil midir? Vicdanları rahatlatacak karar o bölgelerde seçimin iptal edilmesi ve son kararı vatandaşa bırakılması olmalıydı. Asıl büyük bomba İstanbul seçimlerinde patladı. Millet İttifakının adayının sandıktan galip çıkması üzerine Cumhur İttifakında bir telaş ve paniğe neden oldu. Nerdeyse her seçim döneminde sandıktan çıkana vurgu yapanlar bu kez sandıktan çıkamayınca birşeyler olduğuna kanaat getirdiler... Çünkü 2000’li yılların başından beri birşeyler olmadığı için hep kendi adayları sandıktan çıkıyordu. Bu kez çıkamadığına göre birşeyler olmuş olmalıydı. Bunu da çok güzel bir şekilde ifade ettiler: “Hiç birşey olmadıysa bile birşeyler oldu.” Evet birşeyler olmuştu... Neler mi? Seçimleri düzenleyen, yürüten ve sonuçlandıran YSK yine her zamanki gibi seçim öncesi çalışmalarını yapmış, hazırlıklarını tamamlamıştı. Hatta yapılan açıklamalara göre en şaibesiz ve tartışmasız bir seçim olacaktı. Siyasi partilerde adaylarını belirlemiş, hazırlıklarını yapmış, adaylarını ve vaatlerini halk ile buluşturmuş ve nihayetinde sandıktan çıkacak sonucu beklemeye başlamışlardı. Halk ise kendi muhasebesini yapmış ve sandığa giderek tercihini belirtmiş ve sonucu merakla beklemeye başlamıştı. Derken sandıklar açıldı ama içinden çıkanlar birilerinin beklediği gibi olmadı. O zaman birşeyler olmuş olmalıydı... Kısıtlı, ölü, mükerrer seçmen oyları için itiraz edildi, sonuç değişmedi. Sayım tutanakları üzerinden düzeltme istendi, sonuç değişmedi. Olağan yolların hepsi denendi ama sonuç değişmedi. O zaman bu durumda “olağanüstü” birşeyler olmuştu... Olağanüstü yollar arandı ve bavullar dolusu belgelerle itirazlar yapıldı. Nihayetinde YSK uzun uzun durumu müzakere ederek seçimin üzerinden geçen 35 gün sonra kararını açıkladı. İstanbul seçimleri iptal!!! YSK’ya göre gerekçe, sandık kurulları usule uygun oluşturulmamış... Sandık kurullarını oluşturan kim? YSK’ ya bağlı ilçe seçim kurulları... Peki bu durumda vatandaşın tercihini etkileyen yada sonucu değiştirecek bir durum mu var? Bu soruya YSK kararı doğrultusunda verilecek en mantıklı cevap şu olsa gerek: Hayır ama sandık kurulu kamu personelinden oluşmuş olsaydı vatandaş sandıkta tercihini ona göre yapardı. !!! Asıl vicdanlarda sorgulanan ise aynı sandık kurulunun tek zarf içinde kullandırdığı sayım ve dökümünü yaptığı diğer 3 oy geçerli, sadece İBB oyunun sandık kurullarından dolayı geçersiz olması... Bu durumu aklı başında bir hukukçu, siyasetçi yada akil kişi gelsin vicdanları rahatlatacak şekilde açıklasın ki tartışmalarda son bulsun...