CAN SİMİDİ Mİ? ERKENDEN GİDİŞ Mİ?

Geçmiş seçimlere gitmenize gerek yok. Geçen yılki 16 Nisan referandumunu hatırlayın. İdam geliyordu, benzin, dolar 1 TL oluyordu. Çarşı pazara canlılık geliyordu, esnaf gülecek, çiftçi sevinecek, faizler düşecek deniliyordu. Evet deyin ekonomiyi uçuralım derken hep birlikte uçuruma yuvarlanmadık mı? Şimdi sormak hakkımızdır;Madem ekonomi iyi niye 1 yıl sonraki seçimi Haziran’a çektiniz? Hani her şey iyiydi? İyi parti ve Saadet’in yükselişi mi ürküttü? Yangından mal kaçırır gibi nedir bu telaş? Türkiye 24 Haziran’da sandığa gidiyor. Erken seçimi iktidar istiyordu,İktidarın devamı için erken seçim! istediler. Tek başına koalisyonsuz ülkeyi yöneten iktidarın bu aceleci tavrı gidişatın iyi olmadığını göstermektedir. Bizim analizlerimiz dikkat ederseniz saat, gün, ay ve yıl olarak hep öncesinde oluyor. Teşhislerimizi yerli yerinde yapmaya özen gösteriyoruz. Önceki gün, Devlet Bahçeli’nin erken seçim açıklamalarının hemen akabinde koyduğumuz teşhis çok yerinde idi. Bahçeli’nin erken seçim çıkışı kendisinin isteği ve arzusu doğrultusunda olmadığını, bu çıkışın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı olduğunu tahminle sosyal medya hesabımda da yazmıştım. Akabinde ise, bazı gazetelerde de benzer ifadeler yerini aldı. Erken seçim çıkışını Erdoğan’ın kurmaylarına yaptırmaması kendi çevresinden, dostlarından ve yakınlarından saklamasının yegane sebebi, iktidar çevresinin ekonomideki şişirilmiş balon söyleminin halkın gözü önünde dillenmemesi, itibarsızlaştırılmaması, rezil edilmemesinden ileri gelmektedir. Erdoğan’ın da istediği bir an evvel baskın seçime gidip iktidarda kalmanın hesaplarıydı. Bunu kendisi açıklamak yerine önce Bahçeli’ye açıklatması gündemin buna manipüle edilip arkasından devamını getirmek istemesiydi. Ertesi gün, yani dün bizzat Erdoğan’ın “ekonomi uçuyor” denilen bir zamanda seçimi Bahçeli’nin söylediği tarihin daha da önüne çekmesi bu çıkışın kendisi tarafından yaptırıldığını da göstermiş oldu. Erken seçim şu aşamada kötüye gidişatta iktidara adeta bir can simididir. Bir yıl daha beklenmesi demek oyların daha da düşeceği demektir. Bu riske girmek istemeyen Erdoğan, rakibi İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin de yükselişinden rahatsız olduğu, medya ordusuna, her şey elinde olmasına rağmen çöküşe engel olamadığı, Bahçeli ittifakına rağmen istediği oranı anketlerde bulamadığı bu kararın alınmasında büyük etken olduğu bazı anket firmaları tarafından da sıkça ifade edildi. AKP’nin yaklaşık 24 aydır sözcüsü gibi olduğu ileri sürülen Bahçeli’ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çık seçimi sen ortaya at arkasından devamını ben getiririm” dediği ileri sürüldü. Direkt olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu kendisi açıklamadı. Açıklasaydı, tüm iktidar koro halinde “ekonomi uçuyor” balonunun bir yalan olduğu gerçeğini kendi dilleriyle açığa vurmuş olacaklardı. Ön görüler o ki, zamanında yapılacak seçimler çöküşü hızandıracak, erken seçim ise, mevcut iktidar için can simidi olacaktır. Haliyle tüm planlar da bu yönde. Meclis’te CHP’ye bakıyorsunuz, 100 küsür milletvekilinden 3 kişi dışında ciddi muhalif yok. MHP’yi zaten 24 aydır AKP teşkilatına çevirdikleri görülüyor. Bu düzen de AKP’yi bir süre daha iktidarda tutmanın tek planı erken seçimdi. Dış politikada ve BOP’un komuta merkezi de bunu istediği dile getiriliyor. Sebebi ise, AKP ile yaptığını başka partiyle bu kadar açık yapamaz deniliyor. AKP onlar için bulunmaz bir nimet, biçilmiş bir kaftandır! iddiaları yer alıyor. Muhalefet de alıştırılmış! bu düzenden memnun. Erken seçim AKP’nin pilinin bitmesine yakın yeniden diriltilmesinin adıdır. Ekonomi her seçim öncesi kötü iken, bunu bizzat kendileri bu hale getirirken, her seçim arifesinde, “biz gelmezsek ülke batar” naraları atılıyor. Eski seçimlere gitmeye gerek yok. 16 Nisan referandumunu daha 12 ay oldu yapalı. Halk soruyor; “Ne dediler hatırlayın? diye. Hangisi gerçek oldu? Hangi fabrikayı açtılar? Hangi toprağı satın aldılar? Hangi alanı Türkiye’ye kattılar? Hangi alanda düzelme oldu? Hangi alanda ileriye gittik? Ülkeyi yöneten bunlar, yetki bunlar, amir bunlar, memur bunlar. Halen hayal vaadler veren de bunlar. Tarımda çöktük, sanayi de çöktük, ticarette battık, şeker fabrikalarımız satıldı, dereler kurutuldu, ormanlar ranta açıldı, beton yığınına hapsolduk, hastane sayısı arttırarak hasta sayısı çoğalttılar, yediğimiz içtiğimiz zehir. Her şey ithal, her şey GDO’lu. “Siz hasta olun biz tedavi ederiz” diyerek sağlığı ticarete, eğitimi “yap boz”a çevirdiler. Artık bunlara tav olmayın” şeklinde ağır tepkiler sokaklara da yansıyor. Erken seçim can simidi, zamanında yapılan seçim ise gidişin adıdır. Bu kadar basit. Durup dururken seçim kararı aldılar. Pişman olmamak, ağlayıp sızlamamak,5-10 yıl daha iradenizi ipotek ettirmemek için iyi düşünün ve sandığa gidip oyunuzu kullanın. Alınan seçim kararının adaletli olmasını temenni ediyor, YSK’yi titizliğe davet ediyoruz.