ENGELLERİ ORGAN DEĞİL EMPATİ YAPMAYAN ZİHİNLER!

        Bu gün engelliler günü.. 
    3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde asıl engel bedenlerde değil zihinlerde olduğu gerçeği karşısında inanın ne yazabilirim ki?
    Bundan tam 17 yıl önce  gündeme getirdiğim ama o gün bu gündür değişmeyenleri yazalım..
    Yoksa unutulup engelli olmayan ama engelleri yaratıp engel koyanları mı?
 17 yıl önce 2006 yılında 3 Aralık 721 sayılı gazetemizde gündeme gelen kon u bunca yol geçti hala aynı ise diyecek söz yok!’
    Ne yazmıştık;
     “......gazetemizde yer verdiğimiz bir haykırış vardı.. Ülkemizde insanlarını tuvalet ihtiyacında özellikle gerek büyükşehirlerde gerekse küçük yerleşim yerlerinde ilk baktıkları yer ibadethanelerimizin yanına yapılan abdest alma ve tuvaletler olduğu gerçeğini hepimizi biliyoruz. Durağan da Rafet Dalkılıç isimli engelli vatandaşımızın bu duruma tepki göstererek * BİZİ DE DÜŞÜNÜN” çığlığı karşısında asıl engelli kim? Sorusunu sormak her sağlıklı insanın sorması gereken bir sorudur. , Maalesef ; empati kuramadığımız yarın bizlerinde potansiyel bir engelli adayı olduğumuz gerçeğini görmezden gelmemiz bu çığlıkların duyulmasına engel oluyor. Resimlerde, siyaset arenasında çok değer veririz.,, Onları ziyaret eder, pozlar çekinir, hatırladığımızı göstermek isteriz. Asıl yapmamız gereken resimlerde, sözlerde değil uygulamalarda onların çektiği sıkıntıları empati ile özümseyip gereğini yapmaktan geçiyor. Kaldırımları onlara uygun hale getirmek, insani ihtiyaçlarda, toplumsal kullanım yerlerinde varlıklarını hissettirmek engelliye uzanan el ve ona verdiğimiz değer toplumun bir parçası olduğu gerçeğini kabullenmenin adı olacaktır. Oysa bu gün yine mesajlar verilecek, resimler çekilecek ama sıkıntılar kalacaksa, çektikleri duyulmayacaksa, boş verin! ne ziyaret edin, ne hatırlayın na de düşünüyormuş gibi yapıp düşüncesizlik etmeyini.. Onların çığlığına cevap: yerel yöneticilerin, yönetenleri empati İle, sokakta; kaldırımda, inşaatta, uygulamada kendini hissettirir. Sağlıklı bireylerin, yönetenlerin, işletmecilerin; (çizdikleri işaret, “yaptıkları kabartma, tekerleğine açılan yol, umuma açılan kapıda ona da verilen yer, gözlerine sevgi ile yönelen İşaret dili bütünleşen kalplerin eseri olacaktır,..”

.................................
    Aradan once sene geçti..
     Güzel şeylerde oldu... Asıl engelli olan engeli olmayıp engel yaratan bizler isi sorunları 1 günü sıkıştırıp 1 günde hatırlamaya devam ediyoruz..
 Kaldırımlar bırakın engelliyi engelsiz vatandaşlara engel..
     Okullarımızın hepsinde engelliler için asansör, düz parkur  yapıldı..
     Ama gönüllere giden yollar hala sarp...
    Her canlı potansiyel bir engellidir. Ama içlerinde tüm canlılara koşabilen hissiyatı ve de çözüm üretebilen tek varlık insanoğludur.
     İnsanın yükü ağırdır.
     Ama diğer canlıların da yükü da insanoğlu’nun omuzlarındadır.
    Bu nedenle düşünen birey ve çözüm üreten birey olarak sosyal yaşam alanlarımızda uzaktan seyredenlere engeli sadece fiziki olan  yaşamımızın bir parçası eşimiz dostumuz kızımız çocuğumuz her an bir engelli adayıdır. O nedenle  varlığınızın bir köşesinde köşeyi döndüğünüz caddenin başında kaldırımın hemen yanında engelli vatandaşlar için ayrılan hiç bir alana engel koymayın. siz  kaldırımın karşısına geçerek engeli kaldırırsınız. Arabanızı en uzak köşeye götürerek  park eder yürüyerek gelebilirsiniz. Ama unutmayın ki, engelliler için oluşturulan bir alana müdahaleniz ve yarattığınız engel bir başka engellinin hayatını ona kolaylık sağlamak için başında bireye en büyük eziyet ve size lanet olarak geri dönecektir. Gelin engelleri sözlerde  ve yazılarda değil hep birlikte kaldıralım... 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.