HaberlerHaber Girişi : 18 Eylül 2021 17:19

GAZİLER GÜNÜ!... VATANDAŞ GAZİ OLMADAN!

GAZİLER GÜNÜ!... VATANDAŞ GAZİ OLMADAN!

Yarın 19 Eylül Gaziler günü...
Bu ülke için elini kolunu bacağını kaybetmiş, cephede savaşmış terörle mücadele etmiş yiğitlerin günü...
Kimisi Kıbrıs’ta, kimi Doğu ve Güneydoğu’da kimi Irak’ta kimi Suriye de, ve Kore’de savaşıp ülkemiz adına insanlık adına mücadele etmiş kahraman Mehmetçiğe yeni kahramanlıklar katmışların günü...
Aslında onlar Gazi Mustafa Kemal’in Sakarya’da 22 gün 22 gece süren şanlı bir tarihin yıl dönümünde Mustafa kemal’e yoldaş olanların günüdür.
15 Temmuz’da yola düşüp sokağa inerek darbeye karşı duranların, demokrasisine, cumhuriyetine sahip çıkanların günüdür.
Bu vesile ile başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, hayata veda etmiş tüm şehitlerimize gazilerimize rahmet, yaşayan tüm gazilerimize de sağlık sıhhat huzur ve mutluluklar dileği ile gaziler gününde minnet ve şükranlarımızı bildiriyor, gaziler gününü en içten dileklerimle kutluyorum.
Ve bu gün bu iktidar döneminde bazen Ergenekon bazen 28 Şubat denilerek ortaya konulan rütbe sökme alma, verme ve hiyerarşi yapının kaybolduğu günlerde yaşıyoruz. Balyoz Mağduru Türk subaylarına yazılan mektuplardan oluşan ‘ER MEKTUBU GÖRÜLMÜŞTÜR’ adlı kitabın 243. Sayfasında yer alan İstanbul’dan M. Adlı bir vatandaşın yazdıklarını siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim..
........... İşte o satırlar;
“Merhaba Er Komutanlarım,
Her Türk erkeği gibi ben de askerliğimi yaptım. Rütbe, kıdem nedir bilirim. 14 yaşın coşkunluğu içinde giyilen 40 yıllık üniformanın eksikliğini de ancak tahmin edebilirim. Üniformalarınızı, rütbelerinizi söküp almış, sizleri er yapmışlar. Birtakım aymazlar nedense oynayacak hale gelmişler. “Er olmak yiğit olmaktır, erkek olmaktır” diye bilemediklerindendir.
Mustafa Kemal de 1919 yazında üniformasını çıkardı. Sivas Kongresi’ni emanet elbiseyle yaptı. O üniformayı soyduranların adı bile söylenmezken er elbisesiyle girdiği mücadeleyi GAZİ BAŞKOMUTAN olarak bitirdi. Yine de rütbeyle, apoletle uğraşmadı. Biliyorsunuz 1926 Askeri Manevraları’nda giydiği sade er elbisesidir.
Fransız ve Ermeniler 1918’de Dörtyol Hatay’da işgal ve katliama başlayınca Anadolu’da ilk kurşun atıldı. Kara Hasan adında bir köylünün kardeşini öldürdüler. Hasan da dağa çıkarak mücadeleye başladı. Adına ve çetesine de Hasan Paşa dediler.
Atatürk Dörtyol’a her gelişinde Kara Hasan Paşa’yı evinde ziyaret edermiş. Bir defasında Hasan istasyona gelmeden trenden inmediği söylenir.
Kara Hasan ise Atatürk’ün bu ilgisinden utanır ve ezilirmiş. “Sen cumhurreisimizsin, emret biz sana gelelim,” dermiş.
Atatürk ise;
“Bizler devlet paşasıyız. Sen ise milletin paşasısın. Rütben hepimizden büyüktür,” diye yanıt vermiş.
Sizler de artık devletin değil, Türk milletinin erlerisiniz. Rütbeleriniz çok büyüktür. Saygılarımla... İstanbul ‘dan M. (ER MEKTUBU GÖRÜLMÜŞTÜR. Sayfa 243. Kırmızı Kedi Yayınları)
...........................................................
Ve gelelim günümüze...
Dalkavukluk Osmanlı döneminde önemli bir meslek grubu idi. İktidarla birlikte dalkavuklukta da Osmanlı dönemine(!) dönmüş olduk. Bu günlerde gerek iktidarın atadığı gerekse atanmak veya iyi bir mevkiye gelmek ya da çift maaş sahibi olmak adına DALKAVUKLUK noktasında doktora yapanlara şahitlik ediyoruz...
Siyaset dip yapmış kurumlar siyasetin gölgesine girmiş amma milletin vicdanına hükmeden ve Gazi Mustafa Kemal’in gençliği ve yönetenleri sürekli uyardığı camiye, kışlaya siyaset girmesin dediği kurumlarda siyaset cirit atar olmuş..
Cumhurbaşkanı fahiş fiyat uyarısından sonra Diyanet İşleri Başkanı da cuma hutbesinde bu konuya dikkat çekerek vatandaşı esnaflara karşı dikkatli olmaya, esnafı da fahiş fiyat uygulamaktan çekinmeye çağırdı.
İyi de kömür ne olacak? Gübre de mazottaki fiyatı kim ayarlayacak? Ya da 1. 5 TL. olan çayı Ak Partide görev yapan arkadaşlar uyarınızı dikkate alıp fahiş fiyattan(!)satıyoruz diyerek çayı 50 Kuruşa indirecek mi?
Ya da iktidar, geçmediğimiz köprüye, yola ödenen fiyatlarda indirime gidecek mi?
Bilinmez amma! Bu ülke de artan pahalılık karşısında suçlanacak en son kesim esnaf ve ekmeğe muhtaç olmuş tüketicidir. Çayın ekmekle, yarıştığı bir dönemde un fiyatları almış başını giderken, dolar rekor kırarken bir uyarı da şu iktidara verseniz de; memurunu, çiftçisini, işçisini enflasyona, emeklisini kurda kuşa ezdirmezse olmaz mı be başkan!???
Ama olsun be! biz Osmanlı da Şeyhül İslam olanların fetvası olmasına karşılık nice padişahların gelmekte olan ve gelecek olan halkın iradesine karşı duramadıklarını, duramayacaklarını da öğrendik vesselam... Siz yine de vatandaşı gelen zamlar, esnafı da artan maliyetler karşısında gazi olmadan şu iktidarı da bir cuma hutbesinde uyarsanız be başkan...

MUSTAFA EKER