HUZUR VE GÜVENLE 174 YIL

10 Nisan tarihi emniyet teşkilatımız açısından önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü ilk defa 10 Nisan 1845 de İstanbul’da polis teşkilatı kurulmuş ve polis nizamnamesi yayınlanmıştır. Bu tarihe kadar zabıta olarak nitelendirilen bu teşkilat yayınlanan nizamnamesi ile görev alanı ve yetkileri belirlenerek bu günkü emniyet teşkilatımızın temelini oluşturmuştur. Güvenlik, herkes için önemli bir ihtiyaçtır. Güvenliğin olmadığı yerde huzur da olmayacağından hiçbir şeyinde anlamı kalmayacaktır. İnsanoğlu her dönemde kendini güvende hissetmenin yollarını aramış ve devrin şartlarına göre de bu güvenliği sağlayacak yetki ve otoriteyi kullanması için gerekli teşkilatları oluşturmuştur. 174 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Türk Polisi, içinden çıktığı milletinin her dönemde huzur ve güvenliğini sağlamak için canla başla görevini yerine getirmeye çalışmıştır. Yeri gelmiş cephe gerisinde güvenliği sağlamış yeri geldiğinde de cepheye atılmaktan geri kalmamıştır. Aslına bakarsanız polis nerde olursa olsun hep cephededir. Bu cephe Atatürk’ün deyimiyle “Cumhuriyetin ve kanunların düşmanlarına karşı” bir cephedir. Yine görevi gereği huzuru korumak için mücadele eden polisimiz karışıklık çıkarmak isteyenlerin kahpece saldırılarına karşı hep savunmasız bir cephede durmak zorundadır. Huzursuzluktan ya da akıttıkları kandan beslenenler için polis hep hedeftedir. Tüm bu zorluklara karşın iki asra yaklaşan geçmişiyle her türlü zorluğun üstesinden gelmesini bilmiştir Türk Polisi… Ülkemizdeki iç huzurun oluşmasında en büyük paya sahip olan Türk Polisi, geçmişten gelen birikim ve tecrübelerini devrin getirdiği yeniliklerle birleştirip, kendini geliştirerek her geçen gün daha da kuvvetlenerek milletinin gönlünde hak ettiği yeri almasını bilmiş, bu anlamlı günlerde de milletiyle bütünleşmesinin haklı gururunu yaşamaktadır. Gelişen teknoloji ve buna bağlı olarak da değişime uğrayan suç unsurlarıyla mücadelesinde polisimizin en büyük dayanağı, geçmişten gelen birikimi ve bugünün donanımına sahip olmasıdır. Üzerindeki üniformanın saygınlığı ve sorumluluğu doğrultusunda her türlü fedakârlığı göze alan, mesai kavramına bağlı olmaksızın her an görevde olan fedakâr ve kahraman polisimize bizlerde elimizden gelen her türlü yardım ve desteği verme noktasında duyarlı olmalıyız. Unutmayalım ki onlar, bizim huzur içinde yaşamamız için gerektiğinde canlarını bile feda etmekten çekinmemektedirler. Gücünü yasalardan alan emniyet teşkilatımızın en büyük desteği de bizler olmalıyız. Olaylardan haberdar olduğumuz anda olay yerinde hiçbir şeye müdahale etmeden emniyet güçlerimizi haberdar etmeliyiz. Aklımızdan çıkarmamamız geren en önemli unsur; bizler için hiçbir anlam ifade etmeyen bir sigara izmariti ya da bir saç teli gibi dikkatimizi bile çekmeyecek bulgular polisimizin bazen olayların faillerini belirlemede en büyük delilleri olabilmektedir. Bazen de bizler için hiçbir önemi olmayacağını düşündüğümüz çok basit bir bilgi polisimiz için çok önemli bir ipucu olabilmektedir. İşte bu yüzden biraz önce de bahsettiğim gibi amacı ve görevi bizlerin huzur ve güvenliğini sağlamak olan bunun için mücadele eden polisimize her türlü bilgi ve desteği vermemiz gerekir. Bu vesile ile vatanımızın her yerinde canla başla mücadele eden kahraman ve fedakâr polisimizin 174. kuruluş yıldönümünü kutluyor, bizlerin huzur ve güvenliği için canını feda eden aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, görevde olan tüm polis teşkilatımıza aileleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum… NİCE YILLARA…