İSTANBUL’U OYLARINIZLA KURTARIN!

İstanbul seçimleri öncesinde son köşe yazımı yazıyorum. Bu satırları kaleme almazdan evvel İmamoğlu’nun Üsküdar Bulgurlu ve Ümraniye Alemdağ’da yaptığı mitingleri canlı olarak gidip izledim. Kırıcı sözlerin sarf edilmediği, hakaretlerin olmadığı, halkın yarısına “İllet, zillet, hain, terörist” denilmediği, iftiraların, algıların, yalanların arkasına sığınılmadığı ve bunların hiç birisinin yer almadığı, devletin tüm imkanlarıyla seçime giden rakibine karşı kötü söz ve imalarda bulunmadan projelere dayalı, üsluplu gayet saygılı bir konuşma yapıyordu. İmamoğlu’nun duruşunu, konuşmasını, seçtiği kelimeleri özellikle dinledim. Millette de bir çoşku vardı. “Çok çalışıyor” deniliyordu. “Devletin uçağını, helikopterini, makamlarını kullanmıyor, devletin bakanları ona değil, AKP adayına çalışıyor” deniliyordu. “Adalet vurgusu, hakkaniyet duygusu, seçimin gerekçesiz! iptali, kasten kul hakkı yenildiği de” konuşuluyordu. “İstanbul’un her köşesinde, her duvarında, kamu binalarında Binali beyin posterleri var ancak kendisi çok fazla sahada etkili değil. Halkın gerçek gündeminden uzak, onun yerine Cumhurbaşkanı işi gücü bırakmış miting yapıyor, bakanlar miting yapıyor, İBB kullanılıyor” deniliyordu. Bu seçimi bu şekliyle, alın teri olmadan devlet gücüyle, eşit ve adil olmayan yarışta Binali beyin başkanlığı hak etmediği görüşü hakimdi. 13 bin oy farkla kendi çabasıyla İBB Başkanı seçilerek mazbatasını alan daha sonra iptal edilen mazbatanın İmamoğlu’nun yeniden mazbatayı hak ettiği, İBB Başkanı olmasının da gönüllerde arzu edildiği gözlemlerim arasındaydı.. Ülke pazar günü yapılacak olan İstanbul seçimlerine kilitlenmiş durumda. Millet olarak her sene seçime gitmeye mahkum olduk. “Yangın var!” diyenler, yangını çıkaranlar ve “yangını söndüreceğiz!” diyenler yıllardır hep aynı. Devletin şu anda tüm makamları Binali Yıldırım’ın lehine çalışmalar yapıyor. 25 yıldır aynı siyasi iradenin yönettiği İstanbul’da vaatler veriliyor, rakip Ekrem İmamoğlu ise her gün hedef tahtasına oturtuluyor. Medya ordusu çuval çuval içi boş iftiralarla saldırıyor. İnanın bir vatandaş olarak vicdanım bunu kabul etmiyor, kabullenmiyor. Devletin tüm bakanları, kamuda görevli amir ve memurları önümüzdeki pazar günü yapılacak olan İstanbul seçimlerine seferber ediliyor. 31 Mart seçimlerinde farkla seçilen Ekrem İmamoğlu’nun uğradığı haksızlığın üzeri örtülmek istense de AKP seçmenlerinin bir kısmı seçimin iptaline ikna edilebilmiş değil. Bundan ötürü de iktidara bir tepki yansıması İstanbul’da bekleniyor. İmamoğlu rakibinden çok devletin üst yönetimiyle yarışıyor. Ekonomik sorunlar yüz üstü bırakılmış, sanayicisi, esnafı, çiftçisi acil çözümler beklerken devlet kademesi İstanbul seçimleri için tabiri caizse tası tarağı İstanbul’a atmış durumda. Binali Yıldırım, rakibi Ekrem İmamoğlu ile adil bir şekilde yarışmıyor, er meydanında imkanların sadece kendisine sunulduğu bir seçime giriyor. İddaya göre kullandığı milyonluk zırhlı arabanın kirası bile devletin kasasından ödeniyormuş. Yine söylenen o ki, hiç bir kamu vasfı kalmamasına rağmen Binali bey devlet makamı Çankaya Köşkü’nde oturmaya da devam ediyormuş. İşte böyle bir atmosferde medya ordusunun sadece Cumhur ittifakı adayına yer verip İmamoğlu’nu hedef aldığı bir dönemi ibretle takip ediyoruz. Ey güzel İstanbul.. Ey güzel İstanbullu.. Sandığa giderken bugüne kadar gittiğin seçimleri bir düşün. 17 yıldır ülkenin, 25 yıldır İstanbul’un hangi noktaya getirildiğini, insanların nasıl huzursuzlaştırıldığını düşün.. Karar senin ey İstanbullu.. İşte bir sandık daha.. Ya hak, hukuk, adalet.. Ya da sonuna kadar kul hakkı.. Ya “Her şey çok güzel olacak!” diyenler.. Ya da, “Haddiniz bilin!” diye azarlayanlar.. Tercih senin.. Söz sende. Mühür sende.. Adalet tek tarafa, gerisi yumruk! Türk askerine canlı yayında “Eşşek” diyen AKİT gazetesi müdürüne dayak atanlar tutuklanmış. Şehit cenazesinde dışarıdan gelerek Kılıçdaroğlu’na yumruk atanın elini ayağı öptülerdi. Tutuklamadılar. Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ’a evinin önünde demir sopalarla saldırdılar. Tutuklamadılar. Sebahattin Önkibar’a saldıranları tutuklamadılar. Yani bu ülkede uyuşturucu müptelaları bile AKP’ye destek veriyor diye evliya ilan ediliyor. Ülkenin geldiği içler acısı durum. Siyasi ayak nerede? Geçtiğimiz akşam İsmail Küçükkaya’nın ortak yayınla sunduğu Ekrem İmamoğlu ile Binali beyin katıldığı canlı yayında Binali Yıldırım, “Fetöyü tanımıyorum” ifadesi kullandığı basına yansımıştı. Fetö’nün Türkçe olimpiyatlarında yırtına yırtına “Hocamız” diye bağıran kimdi? Övgüler düzen? Kız alıp veren? Kardeşinin cenazesine giden? Kravat rengindeki akıl yoksunları! Berat Albayrak’ın nikâh şahidi Yunan Başbakanı Kostas Karamanlis’di. Kravat renginden yunan çıkaranlar, nikâhta alkış tutanlardı. Biraz insaflı olun..Ali Osman ÖNDER

ALİ OSMAN ÖNDER