KARDEŞLİK IŞIĞIMIZ OLSUN...

Son günlerde geçmişte kaldığını sandığımız başörtüsü saldırıları yeniden hortlamaya başladı. Demokratik bir ülke olmanın gereği olan farklılıkları zenginlik olarak görme yerine tahammülsüzlük gösteren bir kaç kendini bilmez bireysel eylemleri ile toplumda hafıza tazelemeye çalışıyorlar. Aydınlık geleceğe yüzlerini dönmek yerine karanlık geçmişin hatıralarında yaşıyorlar sanırım. Sezai Karakoç bir eserinde eski bir hatırasını nakleder... “Çocukluğumda yaşadığımız köyde evimizin yanında küçük bir ağılımız ve orada koyunlarımız vardı. Bir ara koyun sayıları azalmaya başladı… Bir, üç, beş… Derken babam ağılda sabahlamaya karar verdi. Bir elinde eski petrol lambası, bir elinde sopa. Çok geçmeden işin aslı anlaşıldı. Gelen hırsız değil kurt imiş. Kurt gelince hayvanlar sağa sola kaçışıyor, kurt içlerinden gözüne kestirdiklerini parçalıyormuş. Sopayla kurda saldırmış babam. Ama kurt çok ilginç bir şekilde, babama değil, elindeki petrol lambasına saldırıyormuş. Tıpkı bir insan gibi ağzını uzatarak üfleyip onu söndürmeye çalışıyormuş. Çünkü asıl mesele ışık, nur, aydınlık… O karanlık bir gelse… Koyunların da, babamın da hakkından gelecek… Babam lambayı koruyup sopayı yapıştırmış… Kurt ölene kadar hep lambaya üflemeye çalışmış…” Bugün de aynı kurtlarla dolu etrafımız. Bir değil birden fazla… Yalnızca kurtlar da değil… Çakallar, tilkiler, yaban domuzları, dağ ayıları… Hep elimizde tuttuğumuz, gönlümüzde sahip çıktığımız, yüzyıllardır bizi bir arada barış ve huzur içinde yaşatan lambamız, nurumuz, aydınlığımız olan; kardeşliğimize, birliğimize, beraberliğimize değerlerimize, inançlarımıza, gelenek ve göreneklerimize saldırılar var, saldırıyorlar… Onların asıl istediği kardeşlik nurunu söndürmek, birlik lambasını yok etmek. Onların asıl istediği beraberliğimize gölge düşürmek, inançlarımızı yerle bir etmek. Onların asıl istediği karanlıklar içinde bir Türkiye. Biz buna millet olarak topyekun izin vermediğimiz sürece hep birlikte kurtların, çakalların nasıl son bulduklarını göreceğiz. Çünkü kötülüklerin ömrü kısa olur. Çünkü kandan ve kinden beslenenler sonunda kendi kanlarında ve kinlerinde boğulur. Tarih hep buna şahittir. İnsanlık hep buna şahittir. Bu hep böyle olmuştur. Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz, olamaz… Aksini iddia etmek, tarihte var olacağını zannetmek; cehalettir, delalettir, gaflettir… Birlik ve beraberlik lambamızın aydınlığında güzel günler dileklerimle...