17 yıl aradan sonra kaybettiğimiz bir güzellik olan demokratik sunum ekranlardaydı...
Beklenen, özlenen tabloydu!..
Tartışmak, fikirlerini sunmak, vatandaşa ne yapacağını anlatmak, seçmenin takdrini kazanmak..
Projelerin dile geldiği vatandaşın ise tercihte bulunmasına yol gösterecek bu tartışmayı tüm Türkiye soluksuz izledi....
Moderatörlüğünü İsmail Küçükkaya’nın yaptığı eşit şartlar, aynı sorular ve tarafsızlık ilkesi çerçevesinde gerçekleştirilen program 1990’lı yılların zevkle izlenen tartışmalarından uzakta olsa(!) demokrasimiz adına sevindirici idi...
17 yıldır demokrasimiz sanki sekteye uğramış, tek düze tartışmalar, taraflı medya organları bir yanda iktidar diğer yanda muhalefeti simgeleyen kanallar yüzünden halkın haber almasının, gerçekleri öğrenmesinin sanki önüne geçilmişti. Türkiye de artık basın tarafsız değil siyasi partilerin yayın organları gibi kendi pencerelerinden haber sunuyor, kendi seçmen tabanına mesajlar veriyor, araştırma gazetecilik ve habercilik adamına göre, partisine ve haberin verildiği kanala göre şekil değiştiriyordu.
İşte böylesine bir ortamda 17 yıl sonra adayların açık oturumu halkta büyük bir heyecan yaratırken demokrasimizde bir nebze olsun sınıf atlıyorduk ki(!?) tartışmalar patlayıverdi...
Moderatör onunla görüştü! moderatör taraflı davrandı.. Moderatör gayri ahlaki... moderatör bilmem ne? moderatör o(!) moderatör bu(!) derken.... Konuşulanlar, o programda Türkiyenin lokomotifi İstanbul için neler düşünüldü? Neler anlatıldı? anlaşılamadan moderatör tartışmalarının kurbanı edildi..
Oysa bir hafta önce AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, CHP grup başkan vekili Engin Altay kameraların karşısında moderatörün adaylarla görüşeceğni belirtmiş, Binali Yıldırım’da Küçükkkaya’nın kendisini de aradığını dillendirmiş yardımcıları ile görüştüğü ortaya çıkmış, Küçükkaya’da en son olarak İmamoğlu ile görüştüğünü beyan etmiş ama tartışmalar sanki gizli kapaklı bir şeyler olmuş ta sorulması gereken sorular sorulmamış havasına kurban edilmiş bir tartışma!?..
Peki siz olsanız İmamoğlu’na ne sorardınız? ya da iktidar yanlısı kanallar bu soruları neden sormuyor? İmamoğlu; daha bir akşam önce TRT canlı yayınındaydı, orda neden sordurmadınız?tartışma programında bu iktidarın yumuşak karnı olan FETÖ muhabetti İmamoğlu’na sorulmasına rağmen Yıldırım’a sorulmaması üzerine moderatöre bir seyircinin hatırlatması ile sorulması bile Küçükkaya’nın tarafsızlığının ya da yumuşak geçişin ifadesi değilse nedir? Moderatörün soruları, tutumu, davranışı eleştirilebilirdi. Oysa program sonrasında her iki adayında moderatöre teşekkür ederek ayrılmış olması bile bir mağduriyet yaratmak isteyen AKP tarafında adayları Binali Yılıdırım’a bile güvenmeyerek moderatör üzerinden yeni bir tartışmanın fitili bilinçli olarak ateşlemiştir. 48 saat sonra tüm kaynakları ile en üst seviye de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başlayan salvo atışlar, önce FOX’un güvenilirliğini zedelemek, İsmail Küçükkkaya’nın izlenirliğini düşürmek, taraf moduna sokarak İmamoğlu karşısında zora giren Binali Yıldırım’ın imajını kurtarmak için zorlama bir kurgunun planlandığı anlaşılıyor!!!!
Bunu nerden çıkartıyorum?
Moderatörlük tartışması önce Uğur Dündar ismi ile başlamıştı.. Bunu hatırlattıktan sonra Dündar’ın moderatörlüğü kabul etmeme gerekçesini iyi analiz etmekte fayda var.
Dündar, red gerekçesinde ne demişti?
“Kendime ve toplumuma karşı duyduğum sorumluluğun bilinciyle, bu açık oturumda adaletin terazisini milim saptırmayacağıma ve geçmiştekilerde olduğu gibi, her iki tarafın da yayın sonrasında teşekkürleriyle karşılaşacağıma en ufak şüphem yoktur. Bunlarla birlikte… Moderatörlüğüm üzerinden her iki adaya ve demokrasimize zarar verebilecek bir takım hazırlıklar yapıldığını görüyor ve bu sebeple 50 yıldır ödünsüz bağlı kaldığım evrensel yayıncılık ilkeleri gereği moderatörlük yapmama yönünde aldığım kararı kamuoyuna saygıyla arz ediyorum”
İşte bu sözler şimdi açıklık bekliyor? demokrasimiz neden zarar görecek? Deneyimli gazeteci Uğur Dündar hangi hazırlıkların yapıldığını duymuştur? Bunlar açıklanmalı, kamuoyuyla paylaşılmalıdır? Hazırlıklar kim tarafından yapılıyordu? deneyimli bir gazeteci olan Uğur Dündar’ın Türk demokrasisine şimdi daha büyük bir borcu vardır?
Yoksa 17 yıl sonra kazandığımızı ilelebet kaybetmek üzereyiz... Moderatör büyük bir sorumluluk almış önemli bir programı başarı ile taçlandırmıştır. Eksikleri, hataları olabilir! Bu durum ona bu kadar haksızlık yapmayı gerektirecek, iftira atmak zorunda bırakacak oranda da asla değildir.
ANADOLU’YU TERK EDİN İSTANBUL’A GELİN DİYENLERLE!
Aslında gündem hızla moderatöre dönünce bu konuyu işlemek zorunda kaldım. Oysa asıl yazacaklarım programda konuşulan ve Anadolu esnafını, Anadolu insanını yakından ilgilendiren her iki adayında İstanbul için vaad ettikleriydi(!!???)
Bu program ve i yapılanlar iktidar için vazgeçilmez oluşu göstermiştir ki; İstanbul devlettir.. Paradır kaynaktır. Anadolu’ya uzanan ve Anadolu’nun kaderini belirleyen kenttir..
Oysa ki; Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Anadolu’yu İstanbul’dan çekip almış Anadolu’nun göbeğinde cumhuriyeti kurararak yurdun dört bir köşesine fabrikalar açarak,insanı doğduğu yerlerde istihdam eden batı medeniyetini en ücra köşelere kadar getirmek için başkenti Ankara ilan eden, gelişmişliği Türk insanının ayağına getirmek üzere politikalar üreterek Türkiye’nin geleceğine şekil vermek istiyorlardı.
Bu programda gördüm ki; İstanbul farklı! İstanbul adayları ile Anadolu insanı İstanbul’a göç edecek. Anadolu daha çok boşalacak köyler ekimsiz, şehirler göçle viran olmuş Anadolu İstanbul’a sıkışmış olacak!!!!???...
Adaylar elbette ki; İstanbul adayıdır. Ama fakirlik İstanbul’un değil Anadolu’nun, Karadeniz’in, Doğunun, Güneydoğu’nun kaderidir. İstanbul vaatleri merkezi hükümetlerin bile cesaret edemeyeceği oranda BTP lideri Haydar Baş’ın vaatlerinden aşağı kalır yanı yoktur.
Örnek mi;Yıldırım: “Her aileye bin lira katkı sağlayacağız. .”
İmamoğlu: ihtiyaç durumuna göre ailelere aylık destek vereceğiz.
Yıldırım: Genç girişimcilere en az 100.000 TL’lik sermaye desteğinde bulunacağız. Toplam 500.000.000 TL’lik girişimci desteği sağlayacağız.
İmamoğlu: Kent Enstitülerinde, yeni meslek alanlarına yönelik Yaşam Boyu Eğitim anlayışıyla eğitim sunacak ve Kent Enstitüleri girişimcilere ofis ortamı ve proje destek finansmanı sağlayacağız.
Bu vb. yatırımları gerek internet sitelerinde gerekse katıldıkları programlarda gerekse tartışma programında gündeme getirdiler.
Oysa İstanbul geri göç vermeli!... Geri dönüşler için Anadolu’yla işbirliği yapacak projeler olmalıydı. İstanbul adayları İstanbullular için memleketin her köşesindeki işsize, ev hanımına, gençlere. memurlara İstanbul’a gelin bedava yaşayın mesajı veriyor.
İstanbul’un görsel güzelliği, 2 kıtanın buluştuğu , tarihin doğayla uyum sağladığı bir kent.. 16 milyon nufüs 7 bölge 7 renk..
Her türlü materyalin pazar bulduğu üretimin zirve yaptığı bu kente Anadolu’yu batırarak, Anadolu insanını çağırarak, cazibe merkezi oluşturarak ancak Anadolu’ya, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ve silah arkadaşlarının hayallerine kötülük edersiniz.. Ulaşıma, trafik yoğunluğuna, tarihsel dokusuna deniz ulaşımına yapılacak yatırımlara eyvallah...
Ama parayı biz kazanıyoruz biz dağıtırız diyen İstanbul adayları unutmamalı ki; bu vatan sadece İstanbul’dan ibaret değil..
Bu ve bundan önceki yanlış politikalar gibi Anadolu’ya yalnızlaştıracak Anadolu’daki esnafı daha da bitirecek, İstanbul’a göçü hızlandıracak projelerle değil İstanbul’u Anadolu’ya taşıyacak projelere ihtiyacımız var..
Ey Anadolu esnafı, Anadolu insanı; bu partiler ve bu adaylar diyor ki; gelin İstanbul’a bedava yaşamın, ucuz hayatın sahibi olun.. Bu devam ederse cumhuriyet hedefine ulaşamamış, milli mücadelede Anadolu’nun önemini kavramamış bir nesille karşılaşacağız...
İşte bu nedenle AKP iktidarının bir zaman dillendirdiği gibi bu kent İstanbul; bir müddet sonra nufüs yoğunluğu nedeniyle vize de ister, pasapaortta!!!!
Haberiniz olsun istedim..
