“Çin’in Doğu Türkistan’daki uygulamalarıyla ilgili kanaatiniz nedir?” Soru, Area Araştırma tarafından anket yoluyla vatandaşlara soruluyor, verilen cevapların dağılımı şöyle:
Çin Doğu Türkistan’da Türklere baskı ve zulüm uygulamaktadır: Yüzde 62.7…
Çin’in iç meselesidir, baskı ve zulüm olduğuna inanmıyorum: Yüzde 15.4…
Fikir belirtmeyen: 21.9…
Soruyu cevaplayanlara partileri de sorulmuş, cevapların partilere göre dağılımına baktığımızda: Çin’in Doğu Türkistan’da Türklere baskı ve zulüm yaptığına Ak Parti’lilerin yüzde 50.5’i inanırken, bu oran MHP’lilerde 65.6’ya çıkıyor… İYİ Partililerin yüzde 78.9’u, CHP’lilerin yüzde 70’i, HDP’lilerin yüzde 61.6’sı ankette verdikleri cevaplarda Çin’in baskı ve zulmüne inandıklarını belirtiyor…
Bu dağılım, seçmenin parti politikalarına göre nasıl da kafasının karışabileceğine, kendisi olmaktan uzaklaşacağına ve neye inanması gerektiğine kendi iradesiyle değil, parti politikasıyla karar verebileceğine dair iyi bir örnektir.
Neden mi?
Söz konusu anketteki soru, İsrail’in Gazze politikasıyla ilgili sorulsaydı, ya da bir tek Ak Parti yöneticisi, şimdiye kadar bir kere olsun Uygurların adını ağzına alsaydı? AKP’li seçmende ‘evet’ diyenlerin oranı yüzde 50,5’te kalır mıydı?
Hepimiz hatırlıyoruz, Başta Sayın Erdoğan olmak üzere Ak Parti yönetici ve seçmenleri Batı Şeria’daki İsrail zulmüne ve Mısır’da İhvan’ın darbeyle devrilmesine coşkulu, öfkeli tepkiler göstermişlerdi.
Ama Uygur Türkleri söz konusu olunca, Temmuz 2019’da BM’de 22 devlet büyükelçisinin imza koyduğu bildiriye bile Türkiye imza koymadı, koyamadı! Çünkü iktidarın Çin’le iyi siyasi ve ticari ilişkilere ihtiyacı var.
Elbette AK Partililerin iç dünyalarında Uygurlara bir sevgi, bir ilgi vardır, ama “siyaseten” aşağıdan alıyorlar. MHP’de mecburen ortağına uyumlu davranıyor.
Sayın Erdoğan’ın en çok vurgu yaptığı konu mazlumların yanında ve onların sesi olmaktır. Dünya beşten büyüktür vurgusunu da sık sık dile getirmektedir. Oysa Uygur Türklerinin feryadını tüm Dünya duymakta ve yetersizde olsa zaman zaman dile getirmektedirler. Türkiye ise bu insanlık dışı zulme karşı adeta kulaklarını tıkamaktadır.
Böyle olayları oya dönüştürme ustalığı herkesçe bilinen Sayın Erdoğan, Uygurlar üzerindeki Çin mezalimini de oya dönüştürmek için her platformda yeri göğü inletebilirdi.
Uygurlar Türk olduğundan milliyetçi tabana seslenmiş olurdu. Müslüman oldukları içinde seçmen tabanındaki ümmet hassasiyetlerini de harekete geçirmiş olurdu. Ama böyle bir derdi yok…
Bu duyarsızlığa karşı, Türk olmaları milliyetçi ve muhafazakâr seçmenin farkında olmadığı ve oy vermesini etkileyen bir durum olarak değerlendirilmediği akla gelse de asıl soruya vicdanların cevap vermesi gerek: Uygurlar mazlum değil mi?
�