Malum adaylık süreci ile birlikte seçim havasına ısınmaya başladık. Bu hafta hem sizleri biraz gülümsetmek hemde siyaset havasına biraz mizah katmak için bir kaç fıkra derledim. Gülümsemenize, gülümserken de biraz olsun düşünmenize vesile olabilirsem ne mutlu. Buyrun fıkralara...
IQ’NUZ KAÇ?
Amerika'da bir bara dünyanın en geliştirilmiş robotunu getirmişler ve müşterilerin IQ derecelerine (zeka seviyelerine) göre onlarla sohbet etmesi için programlamışlar. Bir müşteri bunu duymuş ve robotu denemeye karar vermiş. İçkisini söylemiş ve robotla konuşmaya başlamış.
Robot sormuş: IQ’ nuz kaç beyefendi?
Adam: "150" demiş. Bunun üzerine robot, sohbeti atom moleküllerinden, izafiyet teorisinden v.s. den açmış. Adam içkisini bitirip dışarı çıkmış 10 dak. sonra tekrar girmiş ve robotun karşısına oturmuş. Robot: IQ'nuz kaç beyefendi, diye sormuş tekrar.
Adam bu sefer: "80" demiş denemek için. Bunun üzerine robot güncel konulardan, futboldan, magazinden oluşan bir konu seçmiş. Adam tekrar içkisini bitirip dışarı çıkmış ve 5 dakika sonra tekrar gelmiş. Robot tekrar aynı şekilde sormuş: IQ nuz kaç beyefendi?
Adam bu sefer: "50" demiş. Robot:
- Vaaay... Demek sen de Bush'a oy verdin!...
ANAYASA
Amerikan Kongresinde "Irak ne olacak?" konulu bir tartışma açılmış. Bir Demokrat:
“Bizim anayasamızı Irak'a verelim! demiş. 200 yıldır nasıl işe yaradı, gördük!”
Cumhuriyetçi ayağa kalkmış: “Harika fikir... Hemen verelim! Nasıl olsa biz artık kullanmıyoruz!...”
İNANMAMIŞ
Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas'ta dolaşıyorlarmış. Büyük bir çiftliğin yanından geçerken otobüs, şoförün dalgınlığı yüzünden şarampole yuvarlanmış. Çiftlikte yaşayan bir çiftçi kaza yerine gelmiş, açıkta kalmasın diye cesetleri gömmeye başlamış. Ertesi sabah, şerif soruşturma için çiftliğe gelmiş. Çiftçiye sormuş: Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek... Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?
Çiftçi cevap vermiş: Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz. Nasıl yalan söylerler!!!
İYİ İŞ
Ülkenin başkanı bir akşam bardan içeri girer. Tezgahtara yaklaşır. Hafif içkili bir adamın yanına çöker. Oradan buradan konuşurlarken sorar:
- Böyle hergün içmek için ne kadar kazanıyorsun?
Sarhoş:
- Günde 2 bin Dolar.
- Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?
Sarhoş:
- 4 bin Dolar.
- Peki biraz daha sıkarsak kemerleri?
- O zaman 5 bin Dolar’a para demem.
Başkan:
- Bu ne biçim iş. Köküne kadar sıkarsak?
- O zaman muhakkak 10 bin Dolar kazanırım!
Başkan iyice şaşırıyor, adamın ne iş yaptığını da çok merak ediyor.
- Şeytan mısın, nesin? Ne iş yapıyorsun?
- Mezarcıyım!...
