16 Nisan referandumunda koalisyon dönemi bitti diyerek milletten oy isteyenler ne kadar yanıldıklarını baskın seçimde gördüler…
Seçilmişlerin koalisyon çalışmaları yerini seçilmeden pazarlıklara bıraktı..
Şimdi iktidar cephesi kendi kurduğu ittifak ‘CUMHUR İTTİFAKI’ diyerek tanımlayıp seçime hazırlanırken karşısında beklemediği bir gücün oluşması İYİ Parti’nin seçime girebilecek hale gelmesi bütün moralleri, bozdu.
Etrafınıza bir bakın, referandumda ‘HAYIR’a oy verip bu günde iktidara oy veririm diyen vatandaş kitlesi yok..
Oysa ‘EVET’ verip bu gün AKP’ye kesinlikle oy vermem diyen vatandaşlarla karşılaşırsınız.
Bu durum gösteriyor ki; AKP kan kaybediyor…
Açıklanan paket; olmaz denilenlerin verilmesi ve sürekli saldırgan bir tavır kışkırtıcı üslup bu gidişi görmelerinden kaynaklıdır. Sürekli biçimde CHP nezdinde geliştirdikleri siyaset, lideri etrafından başlatılan polemikler aslında kendisine cevap verilerek bir siyasi gerginlikle seçime girme isteklerinin karşılık bulmamasıdır.
CHP 2015 seçiminde;
Taşerona kadro diyen CHP’ye verilmez diyen AKP! Bu gün CHP vaatlerini gerçekleştiren AKP...Asgari ücret düşük yükseltilsin diyen CHP, bütçeyi bozar diyen AKP!�Bu gün yükselten ve buna razı olan yine AKP…Emekliye her dini bayram öncesi bir maaş ikramiye verilsin diyen CHP..�‘Bekara karı boşamak kolay’ maliyeti ne biliyor musunuz? Siz bunu verin bende CHP’ye oy vereceğim diyen AKP.. .Bu gün BİN TL. ikramiye verir hale gelen AKP…Bütün bunları ne zaman yaptı? Seçime giderken..�Neden?Çünkü CHP’ye ekonomik alanda vaat bırakmak istemeyen, bu seçimi almak zorunda olduğunu bilen ama kan kaybettiğinin farkında olması da bu vaatleri getiren bir olgudur.
CHP cumhurbaşkanı adayının belirleme sürecini belirli bir zamana yaymasını kabullenemeyen ve bu nedenle sürekli hakaret ederek aşağılayan AKP Genel başkanı ve yönetimi, kendi adaylarından çok CHP adayı ile ilgilenir olmuş kimi aday göstermesi hususunda tavsiyelerde bulunmaktadır.
CHP liderine aday olmasını bir siyasi parti liderinin aday olması gerektiğini sürekli dillendirmekte kendisine çağrılar yapılmaktadır. Hatta bunu söylerken de ağır ithamlar da bulunulmaktadır.
Oysa CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aday olmayacağını 16 Nisan referandumunda dile getirmiş, bir siyasi parti genel başkanının cumhurbaşkanı olmasının doğru olmadığını belirterek referandumu bu temel üzerine oturtmuştu. Seçilen cumhurbaşkanının tarafsız kalacağına dair namus ve şeref üzerine yemin edeceğini hatırlatarak; bu durumun bir siyasi parti genel başkanı için mümkün olmadığını ifade etmişti.
Halbu ki; CHP genel başkanı ve CUMHUR ittifakı karşısında oluşan 4’lü ittfiak için öne sürdükleri tüm iddiaları kendileri için değerlendirmeleri gerekir. MHP genel başkanı devlet Bahçeli bir siyasi lider değil mi? Neden ona cuımhurbaşkanı adayı olmadığını sormazlar? BBP genel başkanına bu ittifaka kendi parti amblemi ile girmediğini sorarak bunun sorgulamasını yapmazlar..
Oysa oluşan 4’lü ittifakta CHP her partinin kendi adayını çıkarmasına, kendi amblemi ile seçime girmesine fırsat sunmuştur. Sadece artık bu partiler için baraj sorunu ortadan kalkmış her parti kendi çalışmaları ve adayları ile güçlü oldukları bölgelerde milletvekilini baraj sorununu yaşamadan yani CHP sayesinde %10 korkusu olmadan demokratik bir ortamda il barajı için yarışacaklardır. Bu bölgede yıllarca Yaşar TOPÇU’ya barajı aşamaz diye verilmeyen oyların tekrar aday olması durumunda AKP’den kopup DPye verilmeyeceğinin artık garantisi yoktur. Çünkü Türkiye barajı CHP sayesinde ittifaktakiler için yoktur. Sinop’ta en çok oy alan aday meclise gidecektir.
Bu durum bir çok ilde durumları AKP aleyhine değiştirecektir. Örneğin Konya’da Baraja takılmayan %1 ya da 3 almış olsa bile sadece Konya da sevilen bir adayın il barajını aşarak milletvekili olması anlamına gelecektir.
DP ege de ve belirli bölgelerde kırsalda güçlü isimlerle girmesi halinde ciddi bir oy dönüşümü sağlaması mümkündür. CHP dünde bu günde söylediği sözle orantılı olarak “%10 barajını tamamen kaldıralım. Tüm siyasi görüşler düşünceler TBMM’de temsil edilsin. Dokunulmazlıklar kürsü ile sınırlandırılsın” diyordu...
Peki bunu söyleyen CHP bu gün böyle bir ittifakı oluşturması AKP’nin moralini alt üst etmiş, zehir zemberek sözlerle bu ittifaka yüklenmeye başlamışlardır. Görülen ki 24 Haziran sadece sonuçları ile değil seçim öncesi atılan siyasi adımları ile de çok konuşulacaktır. Burda vatandaş şunu düşünmelidir; bu seçim neden bu kadar aceleye getirilmiştir. Uyum yasaları çıkartılmamış bu seçimden beklenen nedir?
Demokrasi müdahaleyi kaldırmaz.. Parlamenter sistemde anlaşan 4 parti 16 Nisan referandumunda durdukları gibi aynı noktada durmaya devam ediyor. Cumhur ittifakı da ‘başkanlık için yollara düşmüş durumda..
Bu seçimin tek kazananı millet olmalı, tek kaybedeni ise korkularımız! Korkularımız gerçeğe dönüşürse, korkarım ki kaybettiklerimizi geri getirecek ne bir yasa ne de bir meclis olacak!