Seçim sürecinde her türlü demokratik görüşe, fikir alışverişine kapılarımı açtım. Kimseyle kapalı kapılar ardında pazarlık yapmadım, herhangi biriyle de tek başıma köşe başlarında görüşmedim. Kendi mücadelemi verdim. İdeallerim ve fikrim kazanmadıktan sonra kimin kazandığı ile hiç ilgilenmedim. Çünkü Demokrasi de asıl olan ilkelerdir. Cumhur ittifakının bir parçası olan ya da o düşünceye oy verenle aynı gemide yer almaktansa zihinsel olarak toplumu kendi düşüncelerimle, projelerimle aydınlatmayı az da olsa benim gibi düşünenlerle yola gitmeyi tercih ederim. Ama görülen o ki demokratik olgunluğa erişemeyen ve yıllarca Durağan’a zarar veren dedikodu mekanizması ile kirletenler, algı ile siyaset yapanlar mikro milliyetçilik düzeyinde tecavüzcüsü ile evlilik kuranlar kirli siyasetlerine beni ve arkadaşlarımı da alet etmek için yoğun bir çaba sarf ettiler.
Diyorlar ya; Mustafa Eker AKP’ye sattı!
Sözüm ona bu sözü söyleyen de bunu ispatlamayan da şerefsizdir. Ben ömrüm boyunca doğru bildiğim doğrularla siyaset yaptım. Kayınpederim AKP’nin kurucu ilçe başkanı ‘oğlum bırak şu siyaseti ,istersen AKP’ye gel’ dediğinde ben inandığım değerlerle siyaset yaptım. AKP kurulurken Sinop’ta sayın Cahit Can’ın yönetim teklifine teşekkür ederek uzak duran biriyim. 2000 yılında MHP’yi bıraktığımda MHP iktidar ortağıydı. 2019 seçimlerinde rahmetli, Osman Yıldırım adayımız ol diye geldiğinde, eşime ikna etmesi için teklif getirdiklerinde ben kendi inandığım değerlerle siyaset yapmak uğruna bunları red eden biriyim. Ama görüyorum ki; Durağan’da dik duramayanlar kendi kazdıkları çukurda siyaset yapanlar, kendilerini pazarlayanlar bizi de kendi çukurlarına çekmenin derdindeler.
Ben o zaman sizlere anlatayım. CHP Durağan ilçe binasının kapısı dönemimde gelen herkese açıktı. MHP milletvekilinin Durağan’a geldiği gün olan 26 Mart akşamı CHP ilçe binasında 8 -10 kişi oturmaktayız. MHP milletvekilinin konuşmasını dinleyeceğiz. Vakit akşam namazı vaktine yakındır. MHP Milletvekili de konuşmasını yapmak için namaz çıkışını beklemektedir. Bende o esnada ilçe binasında beklerken CHP ilçe binasından MHP seçim bürosu ve önü görülmediğinden seçim ofisleri yakın olması nedeniyle AKP adayı Ahmet Kılıçaslan’ı arayarak kalabalığı nasıl bulduğunu sormak için aradım aramızda şu konuşma geçti;M:E : İyi akşamlar başkan, Kalabalık nasıl? Ayakların titriyor mu? Gidici misin? (esprili bir dille gülüştük)
A.K. : Nerdesin?
M.E.: Parti binasında..
A.K.: çayın var mı?
M.E.: Çayım misafirimize her zaman vardır burası Halkın yeri
Diyerek kapattık. Telefonu kapattığım saat: 19.08’dir. Kılıçaslan’ın parti binasına çıkması ise 19.10 civarıdır. Camiye giderken parti binasına uğramış ve bir bardak çayın yarısına kadar içtikten sonra geç kalıyorum diyerek 19.15. civarında parti binasından ayrılmıştır. Bu esnadaki sürede partide bulunan Sami Irmak, Fuat Sarı, Ahmet Yıldırım hatırlayabildiğim bu arkadaşlarda o esnada binada konuşmayı bekleyen diğer arkadaşlarla birlikte parti binasındadır. Akşamın karanlığıdır. CHP binasından MHP seçim bürosu görülmemekte ağaçlar nedeni ile de kimin ne yaptığı fark edilmemektedir. Bu durumu yemeden içmeden CHP’li arkadaşlara ileterek adice bir yaklaşım sergileyen ve iftira atanlar; Ahmet Kılıçaslan CHP binasından mitingi izledi diyerek yalana sarılmışlardır. Kılıçaslan eğer mitingi izleyecekse seçim bürosu tam karşılarında AKP parti binası da MHP seçim bürosunun burnunun dibindedir!
Bir diğer konu 30 Mart Cumartesi akşamı konuşmalar bitip, konvoylar durduktan, bayraklar indirildikten seçim yasakları başladığında ben şahsım adına tüm belediye başkan adayları; Ahmet Kılıçaslan, Fehmi Dalkılıç, Ümit Demir ve Necati Çördük’ü arayarak;- Seçim süresince belki istemeyerek de olsa kırıcı bir söz etmiş olabiliriz hakkınızı helal edin demokrasi kazansın, Durağan kazansın, gelirseniz parti binamızda sohbet ederiz, çay içeriz...
Diyerek hepsine teklifte bulundum. Sayın Ahmet Kılıçaslan, Sayın Ümit Demir parti binamıza gelerek partililerimizle sohbet etmişlerdir. Sayın Fehmi Dalkılıç Boyabat’ta olduğunu ifade ederek katılamayacağını, sayın Necati Çördük’te evde olduğunu vakit bulursa ineceğini belirterek teşekkür etmiştir. Bu süreç bile demokrasiyi hazmedemeyenlerin ağrına gitmiş dedikodu mekanizması işletilerek , hatta evlere telefon açılarak ahlaksızca tekliflere bir kısmına bizim MHP ile birleştiğimiz bir kısmına da CHP’nin AKP’yle anlaştığı yalanı atılarak vatandaştan oy istenmiştir. Telefon açılan isimler baskı kurulan isimler tarafımda mevcuttur. Bu seçimin ezileni ve aldığı oy ile hezimeti yaşamış biri olarak ne yalana sarıldım ne de insanlara iftira atarak baskı kurdum. Benim demokrasi anlayışımda böyle bir durum dünde olmamıştır, yarında olmayacaktır. 31 Mart akşamı siyasette dikliğin doğruluğun değil, insanı ezmenin insan üzerinde psikolojik bir etkisi olduğuna bir kez daha tanıklık ettim!? Türkiye 2 kutuplu bir siyasetin gölgesine itilirken Durağan Cumhur ittifakında gücün etrafında birleşmiştir. Kendine AKP ve MHP’nin zulmettiğini söyleyen grupta, Atatürk ilke ve devrimlerine sadığız diyen ama ‘O GİTSİN B U GELSİN’ diyen grubunda ortak adayı CUMHUR İTTİFAKI olmuştur. Sonuç şudur; CHP’nin ve İYİ Parti’nin savunduğu adil yargılansınlar dediği grup MHP, Durağan özelinde Ahmetler gitsin diyen’de MHP derken asıl kaybeden Durağan olmuştur. Çünkü ilkesi olmayanların ülkesi olmaz..
AKP’de menfaatçi, MHP’de ise hırslı bir grup siyaset yapmıştır. Hırsları Durağan üzerine değil egoları ve ‘O GİTSİN’de felsefesi üzerine kurulmuştur. GİTTİK BEYLER… İlkeler gitti, insanlar gitti yığın yığın katar katar kitleler, inandığın değerler gitti… Şimdi sen AKP’ye oy verenleri suçlarken dön bir de kendine bak! Farkın Ne?
24 Haziran 2018 Genel seçimler Durağan Merkez: AKP:2809, MHP:589, CHP:450,İYİ PARTİ:448
31 Mart 2019 Yerel seçimler Durağan Merkez: AKP:2045, MHP:2022, CHP:136,İYİ PARTİ:135
Oyların nereye gittiğini görmeyecek kadar kör, matematikten anlamayacak kadar cahil bir söylemle toplumun karşısına çıkıp hala yalana sarılanlara ne diyeyim?.. Hırsta, inatta, CUMHURUN diğer ortağı MHP’de toplanmıştır. Önceden yazdığım gibi bu seçimde kazanan MHP dolayısı ile CUMHUR ittifakı kaybeden ise milletten ve mazlumdan yana olan (en azından buna inanarak bu ittifakta siyaset yaptık)İYİ parti ve CHP’dir…
Bize de tecavüzcüsü ile evlenip gelip dert yananlara mutluluklar dilemek düşüyor.. Hani diyor ya Orhan Veli;Uyuşamayız, yollarımız ayrı;Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;Senin yiyeceğin kalaylı kapta;Benimki aslan ağzında;Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik.
Ama seninki de kolay değil, kardeşim;Kolay değil, hani,Böyle kuyruk sallamak tanrının günü.
(Kuyruklu Şiir)
Ve son söz bizim inandığımız sözcükler bu dize de gizlidir Mehmet Akif’in dediği gibi;Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
??" Boğamazsın ki!
??" Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
