P.......İN ADINA SANATÇI DİYORLAR!

P.......İN ADINA SANATÇI DİYORLAR! Aynı kadro.. Aynı koro.. Aynı isimler.. Aynı söylemler.. Biri megri, megri.. Diğeri yaylalar, yaylalar.. Biri, milliyetçi söylem. Çözüm sürecinde yasaklı olan cümleler.. Herkesin o dönem haykıramadığı dizeler.. Hani şu ayaklar altına alınan milliyetçilik! Diğeri, Türk düşmanı Şiwan Perver’in türküsü.. Dönemin ağlayarak, mendiller ellerde zılgıtlar çalarak söylenen sözleri, açılım dizeleri. PKK’nın şirin gösterilmeye çalışıldığı vakitler. Akil adamlar, sözde sanatçılar, oyuncular. Kadro da bir tek eksik olan Barzani soysuzu. Koro aynı. İbrahim Tatlıses ve saz ekibi.. Etrafındaki sanatçılar, yazarlar, oyuncular filan o dönemin kadrosu. “Kimi uyuşturucu temin edip satmaktan, kullanmaktan hüküm giymiş. Kimi p......lik yapıp şöhreti yakalamış, kimi oğulcuklarını kuş tüyünden eksik etmemiş ama vatan sevdasından uzak tutmuş, kimi PKK güzellemesi yapan, kimi askere nefret kusan, kimi ‘asker eşleri soyunsun’ diyen, kimi ‘Öcalan bir nimettir’ diyen, kimi kendine sevgili dayanmayan, kimi milliyetçi söyleme alerjisi olanlar.” Kısaca her devrin yalamaları desem hakaret davası açarlar mı? yine bilmiyorum. Ama gerçek bu. Bir dönem Ergenekon kumpascısı, bir dönem fetöcü, bir dönem Esadcı, bir dönem Barzanici, bir dönem Öcalan hayranı, PKK sempatizanı, bir dönem ABD hayranı, bir dönem Rusya hayranı. Nabza göre şerbet veren, fırıldak gibi dönen menfaatçiler. Güç noktası nereden tavır alırsa güç ve güçlü etrafında dönen fırıldaklarda o yöne kayıyor. Bu ülkede gerçeği haykırmak cidden zor. Hatta büyük başarı, hatta büyük cesaret. Hele de şu zamanda böyle bir iktidar baskısı altında. Psikolojik olarak mümkün olmasa da ben ve benim gibiler bildiğini okumaya, yazmaya, söylemeye hep devam ediyor. Biz zamanın şartlarına göre ayak uyduran, kıvıran ayakçılardan olamıyoruz ki bu bize yakışmaz. Arşiv hiç bir şeyleri silmez, sildirmez, unutmaz, unutturmaz. Hele de hafızalardan asla.. Afrin’de 51 şehit, onlarca yaralı verdik. Bazılarına göre, bu mücadele bir siyasi malzeme olarak kullanılsa da, “Afrin bizi tatmin etmedi” dese de, klarnet ve kahkahalarla şov yapsalar da Türk askeri hep şereflidir, hep kahraman.. BİR İYİ’LİK BİN KÖTÜLÜĞÜ YOK EDER! Tüm engellemelere, iftiralara, karalamalara, ‘metro arızalandı’ bahanelerine rağmen İYİ PARTİ kongresine yaklaşık 123.000 kişinin katılım gösterdiği söyleniyor. Ülkemizde gazete ve tv kanalı olmadığı (!) için sosyal medyadan gördüğümüz video ve fotoğraf görüntülerini incelediğimizde mahşeri bir kalabalık vardı. Binlerce kişinin katıldığı kongreyi ise hiç bir medya kanalı göstermeye cesaret edemedi, canlı yayın yapamadı, hatta tek satırlık olsa bile duyuramadı. Cumhuriyet tarihinde böyle kalabalık bir kurultayın olması değişimin en büyük habercisi ve sinyalidir. CHP’nin etkin olamaması, muhalefet boşluğu, Balgat ve ekibinin AKP sözcüsü gibi konuşmaları, Erdoğan’a oy verme kararı, referandumdaki tavrı ülkücülerin parti kurmasına, iktidar olma devleti devlet gibi yönetmek istemesine vesile olmuştur. Henüz taze, 4 aylık bir partinin tüm engellemelere, yazılı ve görsel tüm gazete ve kanalların kısaca medyanın tamamının bu kurultayı yok saymasına, gizlemesine, halkın görmemesini istemesine rağmen tarihi bir kalabalık olduğunu hepimiz gördük. Bu demektir ki, YSK ve sandıklara sahip çıkılırsa bu kez AKP sahiden gidici. Sandıktan AKP çıkmasa bile çıkarırlar. O yüzden bu seçim çok mühim. ÇÜNKÜ TEMEL SAĞLAM! İTTİFAKA HAYIR! Şu dönemin en dik duruşlu partilerinden birisi de Saadet Partisi’dir. AKP’nin sözde İttifak çemberine düşmeyen, donanımlı, dürüst, tecrübeli isim Saadet Partisi’nin lideri Temel Karamollaoğlu çıkışlarıyla, eylem ve söylemleriyle seçimin en kilit isimlerinden birisi. Kendisine hayran bırakıyor. Her konuşması akıcı. Üslubu gayet yerinde. Tespitler, teşhisler harika. İYİ PARTİ, CHP ve SAADET Partisi ilkelerde buluşur ülkenin geleceğini konuşur da ittifaka girerse hiç şaşırmam. Ne diyelim, ülkemiz için HAYIRLISI..

Ali OSman ÖNDER