PROTESTOYU BİLMEYİNCE!

8 Mart Dünya Kadınlar Günü.. Türkiye’de olaylar günü oldu.. Öncelikle şunu belirtmek isterim... Bilerek ve isteyerek Ezan protesto edilmiş ve ıslıklarla bu desteklenmişse affedilir bir tutum ve davranış değildir. Lakin bilinen bir gerçekte şudur; protesto ya fiilin gerçekleştiği yerde ya da onu temsil eden kurum önünde veya yönetici düzeyindeki binalar önünde gerçekleşir. Olay şayet bir olayı ya da bir durumu protesto ise anıt önünde basın açıklaması dikkat çekmek için yapılan bir eylemle protesto edilir. 8 Mart dünya kadınlar gününde ise durum biraz karışıktır. 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısı ile Taksim anıtı önünde dini bir motif ya da camii ve benzeri yapısal bina yoktur. Bu durum müftülüğe ya da camii önünde gerçekleşmiş olsa idi bu protesto olarak anılabilirdi. Ama 8 mart dünya Kadınlar Günü’nde kendi sorunlarını dile getirmek kadına şiddeti ya da uğradıkları haksızlıkları günddeme getirmek yerine toplanan kadınların neden ezanı protesto ettiği anlaşılabilir bir davranış şekli olmadığı gibi toplumsal karşılığı olmayan ve kendilerine söz hakkı bile tanınmayacak kadar aptalca bir duruma düşme söz konusudur. Videolarda polisle yaşanana arbede ve polisin durumuna yapılan protestolarla aynı zaman dilimine denk gelen ezan sesi ezanı protesto ediliyormuş algısı yarattıysa ve buda siyasi mekanizmalar tarafından kullanıldıysa bu daha vahim bir tablonun habercisidir. Velev ki; böyle bir durum karşısında bile ülkeyi idare edenler toplumu birbirine kışkırtmak adaleti toplum üzerinden sağlamak yerine hukuk dilini kullanmalı, meydanları bu söylemlerle germemeli, kitleleri birbirine karşı kışkırtmamalıdır. Bunu kim yaparsa topluma kötülük yapmakta insanların toplumsal birlikteliğine zarar vermekte, kin ve nefret tohumları ekmektedir. Siyaset sadece oy alma sanatı değildir. Toplumun değer yargılarını dinamiklerini korumak, kollamak bir ve beraber aynı duygu ve düşünceye yöneltme sanatıdır. Ekonomik ve sosyal dünya bakışları ile yönlendirilmesi gereken siyasetin, siyasilerin oy kaygıları, endişeleri ile değer yargıları üzerinden kutuplaştırılması devlette sadece felakete ve kaosa giden yolun başlangıcı olur. O nedenle ezanı porotesto var ise toplumun değer yargılarına karşı girişilen ve toplumun değerlerini aşağılayarak toplumu kin ve nefret tohumu eken bu organizasyonu yapanlar tespit edilmeli ,hukuk dili ile yargılanmalıdır. Meydan dili ile insanları yargılayanlar unutmamalıdır ki; bir gün o meydanlar kendisi ile ilgili karar verebilir. Siyasetçinin dili öfke dili, kutuplaştırma dili tahrik dili değil! sevgi dili, birleştirme dili olmalıdır. Aksi takdirde her söyleneni kabul eden ve tek kanaldan dinleyerek diğerlerini ötekileştirenler bir gün kendilerini, sevdiklerini de bu öfke diline kurban verebilir.. Gelin tanış olalım sevgi de saygıda bulşalım.. Siyaset oy kavgası insan ise ekmek kavgası verir... Ekmeğine sahip çıkan dil ise sevgiye ve saygıya açılan kapıdır.