Sinop tanıtım günleri, derneklerin keşkek günleri derken SİAD’la birlikte farklı bir bakış açısını da geliştirdik. Ama genelde insanımız tanıtım günleri ve keşkek ağalıklarındaki gösterişli, caf caflı al benisi bol, ziyaretçicisi dolu, siyasetçisi de oy peşinde koştuğu, herkesin birbirini coşturduğu alanlar gibi olmayan daha çok yatırım ve yatırımıcının konuştuğu ender organizasyonlarından biri idi SİAD EXPO 2019 fuarı..
O nedenle de gelenler ellerinde çanta alışveriş gibi algıladıkları eş-dost ahbap görürüm dedikleri bu organizasyonda belki de ilk kez fuarın gerçek anlamı ile tanıştılar. Fuarlar tantımdır lakin tanıtımlar kategorize edilmiş ticari veye markasal ürünlerin sergilendiği organizasyonlardır. Ticaret dünyasındaki tarifi; Fuar belirli tarihlerde ve belirli zaman aralıkları ile gerçekleşen, ticareti geliştirme amacı taşıyan ulusal ve uluslararası gerçekleştirilen ticarete konu olabilecek her sektörden ürün ve hizmetin tanıtıldığı üreticilerin, yan sanayi kuruluşlarının ve tüketicilerinin ziyaret ettiği ticareti geliştiren, Pazar hacmini büyüten tanıtım etkinliğidir.
Evet işte böylesine çaplı bir ticaret dünyasına Sinop 2. Kez damga vuruyordu. Aslında özünde Sinop işadamlarının kendi aralarında işbirliğini geliştirme, kendi illerine yatırım noktasında tanışma, dayanışma özelliği taşıyan bu fuar Türkiye’de göçün bitişine, İstanbul’a giden göç olgusunun durmasına aracılık edebilecek güç birliğini aktif hale getirecek yerel yöneticilerle iş adamlarını buluşturacak önemli bir etkinlik olması bakımından da önemlidir.
Anadolu’ya yatırımı arttıracak iş birliğini canlandıracak işadamlarını kendi memleketleri ile buluşturacak bu tür organizasyonlar desteklendikçe ekonomi yurt sathına yayılacaktır. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘memleketinize yatırım yapın’ çağrısının mihenk taşı illerin özellikle İstanbul merkezli işadamı derneklerinin bu ölçekte düzenleyeceği fuarları organize etmesi, il yöneticilerinin seçilmişlerinin destek vermesi ile gerçekleşebilir. Bu organizasyonlara belediyeler daha tecrübeli ekiplerle katılmalı, özellikle yöresinde üretilen malzemeleri taşıyarak tanıtım günlerinde yaptıkları hataları yapmamalıdırlar. Bu fuarlar tanıtım aracı değil kendini satma, yatırıma özendirme yöresindeki üretime katma değer sunacak hammaddeleri tanıtma, yatırımcı çekme aracı olarak kullanmalıdır. Özellikle profesyonel ekiplerle, KOSGEB-KUZKA gibi teşvik edici unsurlarla birleştirilmiş, belediye başkanının doğrudan iletişim kurabildiği, yatırımcının ne istediği ya da onlarla yapılacak toplantılarda yol gösterici açıklamalarla istihdama dönük, vizyonel, realist politikalarla yatırımcıyı ilçesine, bölgesine çekmenin derdine düşmelidir.
SİAD yöneticilerinin sitem dolu eleştirilerine de hak vermemek mümkün değildir. Gazeteci olarak bizler ne işveren olan yatırımcıdan ne de yöneten bürokrasiden yana taraf olabiliriz. Sinop için düşündüklerimiz kalemimizde yer bulur, dilimizde ise tarafsızlık hakim olmalıdır. Sinop valisinin neden katılmadığı ya da katılamadığı sorusu sorulurken bunu köşelerimizde yazmayı daha uygun görürdük. O nedenle gazetecinin adına düşünen onun fikrini yorumlayan hiç bir görüşe destek vermem, veremem. Bir valinin kendi ilinin yatırımcısının düzenlediği organizasyonda neden yer almadığı sorusu da uslubunca sorulmalıdır. Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan ‘memleketinize yatırım yapın’ dediği bir nokta da yatırımcının buluştuğu bir organizasyonda, belediye başkanı da, valisi de, vekili de yer almalı, onları teşvik etmeli, memleketlerine yatırım noktasında motive etmelidir. Bizler gazeteciyiz. Böyle bir günde işadamlarımızı aynı çatı altında buluşturmayı, memleketlerine yatırım yapmayı özendirmeyeceksek, desteklemeyeceksek sorarım size; sizler, sadece yönettiklerinize hakim olmak, yönlendirmek, denetlemek adına mı görev yapıyorsunuz?
Umutsuzuz! Göçüyoruz! sevdiklerimizden ayrılıyoruz!
Biz giderken, biz göçerken, siz kime yöneticilik, kime valilik, kime başkanlık edeceksiniz? İşte o nedenle gelin Sinop’la Sinopluyla buluşalım, insanımızı buluşturalım, tanıştıralım, kaynaştıralım. Keşkek’ten, tanıtımdan daha önemlisi kazanan, kazancını memlekete taşıma ihtimali olanlarla Sinopluyu buluşturmanın derdine düşelim.
SİAD EXPO 2019 amacı doğrultusunda büyük bir başarıya imza atmıştır. Görüş ve düşünceleri ne olursa olsun. Hangi amaca hizmet ederlerse etsinler, SİNOPLU olmanın farkını göstermişler bir ilki başarmışlar, bir çok ilin iş adamına öncü olmuşlardır. Ticarette önemli olan üretmek değil pazar bulmaktır.. Sinoplu üreticinin pazarını oluşturabilmek adına önemli bir adım atılmış, yatırımcının Sinop’a dönmesi hususundaki girişimlerde bu fuara verilen destekle kendini bulacaktır.
Teşekkürler SİAD...
Değerli okurlarım; sizlerle koskoca 13 yılı geride bırakırken 14. Yılımıza adım atıyoruz. 27 Aralık 2006 yılında ‘BİZİM DURAĞAN’ ismi ile kurulan gazetemiz ‘(SİNOP)ŞEHİR GAZETESİ’ olarak yayın hayatına devam ediyor. Bu süreçte çok kapsamlı haberlere de imza attık, bir çok konuyu da gündeme taşıyarak çözüm ortağı olduk. Ama gazetecilik son dönemlerde en ağır eleştirileri de alan bir meslek haline geldi. Sosyal medya kullanıcısının hızla çoğalması sektörün el değiştirmesi, okur niteliğinin farklılık göstermesi de bu süreci farklı yorumlamalara neden olmuştur.
Bu süreçte bizi bitirmek isteyenler, bizi kendine hedef görenler olduğu gibi bizimle birlikte karanlığa ışık tutmaya çalışanlar olmuştur. Gerek eleştirileri ile gerekse destekleri ile bize yol gösteren tüm okuyucularıma yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
Toplumun önemli bir kesimi gazetecinin ‘DON KİŞOT’ olduğunu zannederek yel değirmenlerine karşı savaş açmasını ister. Seçmen ise seçtiklerine soramadığı hesabı gazeteci kanalı ile sormak onun üzerinden yenilmişliğin, ezilmişliğin gölgesinin kalkmasını ister. Oysa biz tetikçi değil gazeteciyiz.. Biz sosyal medya takipçisi değil sosyal medyanın gücü ile hareket ederek topluma düzen vermeye kalkan bir meslek grubu da değiliz. Resmi unsurları ile her hafta yayınlanması gereken yayınları da çumhurbaşkaşkanlığı iletişim başkanlığına, Savcılık makamına, Valilik ve kaymakamlık makamına ulaşan, ulaştırılmak zorunda olan müştereken müteselsilen yazarlardan,haberlerden dolayı sorumlu tutulan topluma karşı sorumluluğu olan, sorumlulukları da yaptırımları da olan yazılı medyayız. Bizim sorumluluğumuz klavyenin ötesinde insan hayatı, sosyal değerler ve de kamu adına denetleyici unsur olmamızdan geçmektedir. İşte o nedenle bizler tarafsızlığımız geri vatandaşın ulaşamadığı noktalara ulaşmasını sağlamak, seçilenlerin sesi olmak, muhalefetin ise eleştirilerini kamuoyuna duyurmak ve en önemlisi de eleştirirken bile saygıyı eksik etmemekten geçer. Bu gün 31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden aylar geçmesine karşılık bizi eleştiri yapmamakla suçlayanlar seçtikleriniz bir belge getiripte yayınlanmamış mı? Ya da bize bir açıklamada bulunmuşlarda gazetemizde yer verilmemiş mi? Bir vatandaş kapımızı çalmış da getirdiği fotoğraf haber olmamış mı? Boyabat beni buluyorsa, sende beni bulabilirsin.. Sinop belge ulaştırıyorsa, sende ulaştırabilirsin. Bu gazete Durağanlıların sesi olduğu gibi Sinoıp’un da, ilçelerininde sesidir. 13 yıldır ses olduk ses verdik.. Ama ne kalemimizi sattık, ne de birilerine kul olduk... İlçe başkanları, muhtarlar, sivil toplum örgütleri, sendikalara sesi olmamızı isteyen vatandaşlarımıza gazetemizi dünde açıktı, bu günde açıktır. Bir tek kişi biz gazeteye gittik belge verdik, açıklama yaptık diyorsa biz burdayız. Yayınlanmadıysak ‘ŞEREFSİZLİK’ bizdedir. Ama yetki verdikleriniz, seçtikleriniz açıklama yapmaktan uzak ise korkmuş, sinmiş ise oy verdiğiniz siyasi parti temsilcileri açıklama yapamıyor, bilgi yoksunu ise sorun gazetede ya da gazeteci de değil sizi temsil edenlerdedir.
Yaklaşık 30 yıllık Gazetecilik hayatımda ve mesleğimde tek bir gerçeğim vardır; gerekmedikçe sosyal medyanın takibini yapmam..Saniyeler içerisinde konulan bir haber saniyeler içerisinde kalkabilir. Sorumluluk yazılı medyanın üstüne kalabilir ki, kalmıştır da... Sosyal medyanın takipçisi vatandaş, yazılı medyanın takipçisi devlettir... Gazetemde yer vermediğim ya da yer verip gazetemde çıkmadan yayına koymadığım çok sayıda haber vardır. Gündemden uzak kalabiliriz. Herkesin bildiğini aktarmak, sosyal medyada takipçileri ile paylaşarak kamuoyuna kendini duyurmak, tanıtmak isteyenlerle farkımız devletin arşivlerinde yazılı kaydımız tutulmasıdır.
Velhasıl dostlar 13 yılı geri de bıraktık... Artık bu mesleğin son temsilcileri olacağız . Sanal dünya hızla gelişiyor sosyal medya ülkeleri de tehdişt eder hale gelmiştir.. Sorumluluğu olmayan, haberin nasıl verilmesi gerektiğinden bi haber bir toplumla karşı karşıyayız. Kimine göre her şey haber kimin göre baktığın yer bihaber. Asıl olan ise herkesin bir ailesi sorumlu olduğu çevresi vardır. Kamuoyunun önüne çıkanlarla değer yargıları arasında sıkışmış bir toplum gerçeği ile karşı karşıyayız. Örneğin biz gazeteciler ya da televizyoncular haberleri verirken plakaları saklar, isimleri baş harfini ya da soyadının baş harfıini yazar, yüzlerini saklarız.
Neden bilir misiniz?
Yüzünü saklarız ki, suçsuz çıkabilir, toplum linci ile karşı karşıya kalmasın isteriz...
Plakasını gizleriz ki;evinde oturan kalp hastası ya da çeşitli rahatsızlığı olan sevdiklerini kaybetmesin. İsmin saklarız ki; suçu kesinleşmemiş kişiden dolayı aile efradı çocukları akrabaları rahatsız olmasın..
Ama toplumun önüne çıkmış kişilerin aileleri bu tür olaylara karşı daha hazırlıklı olması nedeniyle haberler verilirken toplumsal sorumluluk çerçevesinde kamuoyuna sunulur, eleştiriler en ağır biçimde yapılır.
Sizlerle 13 yılı geride bırakırken bizler sizin sesiniz olmaya devam edeceğiz. Getirin belgenizi, bilginizi sesiniz olalım.. Yapın açıklamanızı kamuoyuna duyuralım. SES OLUN SES VERELİM, KONUŞUN PAYLAŞALIM.. DÜŞÜNEN, ARAŞTIRAN BİR TOPLUM OLMANIN YOLU ÇOK SESLİ OLMAKTAN GEÇİYOR. HERKES KONUŞACAK; SEÇTİKLERİN, SİYASİ PARTİLER, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ, SENDİKALAR, MUHTARLAR ANCAK O ZAMAN KARANLIKLAR ÇIKAR AYDINLIĞA.. 13 YILDIR BİZ BUNU YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ.. SİZ DE VARSANIZ BEKLİYORUZ EFENDİM...