Türkiye 2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş sonrası en kararlı biçimde Suriye topraklarına yeni bir cepheden ve geniş bir alanda terör örgütü unsurlarını temizlemek, güvenli bir alan oluşturmak amacı doğrultusunda dün itibarı ile Suriye içlerine girmiş bulunuyor. 9 Ekim 2019 saat 16.00’da Fırat’ın doğusuna Türk ordusu kendi güvenliği ve bölgenin istikrarı için operasyon başlattı. Operasyona adını veren ‘BARIŞ PINARI’ harekatı önce ülkemize, sonra bölgemize ve de insanlığa katkı sunması dilekleri ile Mehmetçiğimizin başarılarına gözüpekliğine, kahramanlık sayfalarına yenilerini ekleyeceğine yürekten inanıyorum. Hiç bir Mehmedimizin burnu kanamadan Ortadoğu bataklığından, Suriye çıkmazından çıkarak barış pınarlarından kardeşlik, sevgi ve umut dolu söylemlerle yöre halkına umut vereceğine inanıyorum.
Geçmişte yapılan hataların gölgesinde alınan bu karar Türk ordusunun ve de Türk devletinin varlığının ve var olacağının en büyük kanıtı olacaktır.
Tüm dünyanın tepki gösterdiği ABD’nin ve Rusya’nın ise hangi konuda aanlaştıukları belli bile olmayan bölgeyi istikrarsızlaştıran, kan gölüne çeviren Suriye açmazında yapılan tüm hataların faturasını göçle, terörle ve onlara komşu olarak insani vazifesini yapmak için çaba sarf eden Türkiye’nin bu gidişe artık dur deme zaman gelmiş ve geçmişti…
Bir bedel ödenecektir.
Bir zamanlar dağdakilerin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçtiği sınırlarda YPG unsuru olarak nöbet tuttuğu, ABD’nin maşası PKK’nın uzantısı PYD ve yan kuruluşları bu operasyonla temizlenecek Türkiye sınırları güvene kavuşacak, Suriye halkı da güvenli, bir alana yerleştirilerek üzerimizdeki yük hafifleyecektir.
Türkiye Suriye politikalarında ABD’ye güvenmekle büyük bir hata yapmış bölgede Rusya’nın gücüne güç katmıştır. Rusya 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşı sonrası bölgedeki hakimiyetini arttıran, söz sahibi olan dengeleri değiştiren Esad’ı yerinde tutmayı başaran tek ülkedir. Rusya’nın Suriye politikası sonrası başlayan süreçte Türkiye’de yörünge değiştirmek zorunda kalan ülkeler arasında yer almıştır. Hiç olmadığı kadar Rusya’ya yakın bir o kadar da NATO müttefiki olarak batının kaybetmek istemediği ülke konumuna düşmüştür. Bölgedeki istikrarsızlık Türkiye’nin savunma sistemlerinde değişikliğe gitmesine, Rusya’dan S400’leri almasına hem batıya hem de ABD’ye karşı en büyük hamlesi olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye bu coğrafya da kimseye güvenmeden milli ve yerli silahları ile varlığını sürdürmek zorunda olan ülkelerden biridir. Savunma sanayisi güçlü olan Türkiye saldırı pozisyonuna geçebileceğini bu operasyonla göstermekte ve 16 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Türk ordusunun profesyonel orduya geçişteki ilk deneyimi olması bakımından da önemlidir.
Türkiye burada başarılı olmak zorundadır…
Türkiye’nin ilk uzmanlaşan profesyonel ordusu denilebilecek yapısı ile girdiği Suriye operasyonu farklı yaklaşımında test edileceği alan olacaktır. Bu nedenle Mehmetçiğin yüzyıllardır süren geleneğinden vazgeçilen, değişen dünya şartları ölçeğinde yenilenen Türk ordusu Suriye topraklarında yeni bir başlangıcın temellerini oluşturacaktır.
Askerliğin düştüğü ilçelerde neredeyse askerden çok uzman kadrosu ile görev alan gençlerin katıldığı bu operasyonlarda başarı milli birlikteliğimizi,milli duygularımızı kabartacak askere olan bakışı yeniden dizayn edecektir.
Lakin Suriye bataklıktır! Bataklıkta kalmak batacağın günü de bilmemek demektir. Bataklığın doğası gereği zamanlaman ne zaman çıkacağın veya ne kadar süre ile kalacağını doğru hesaplamadığınızda Türkiye içinde ciddi sorunları beraberinde getirecektir. Çünkü; ABD ve Rusya’nın nede anlaştığı Suriye konusunda nasıl bir karara vardıkları ya da politikalarında Türkiye’yi nereye koydukları nasıl bir Türkiye düşündükleri de oldukça önemlidir. Dünya da yalnızlaşan Türkiye bölgenin sorumluluğunu almakta zorlanacak, etrafındaki komşularda fırsatı değerlendirmek adına ciddi sorunlar oluşturacaktır. Akdeniz’de Ege’de bu operasyonla birlikte farklı yaklaşımlar, talepler bir kaç gün içerisinde gündeme gelecek ,Türkiye’nin NATO’dan çıkartılması dahil yaptırımlarla köşeye sıkıştırılmaya, ekonomik kıskaç altına alınmaya çalışılacaktır. Daha da ötesi Suriye topraklarında Esad’la karşı karşıya bırakılacak IŞID belası ve teröristleri de Türkiye’nin üzerine yıkılacaktır.
Bütün bunlara rağmen Türk devleti kendi varlığı ve bölgedeki güç dengelerinin yeniden şekillenmesi bakımından bu operasyona mecburdu ve bu operasyonla varlığını bölgede tescillemiş tek ülke olmuştur.
Türk ordusu Suriye Milli ordusu ile birlikte girdiği bu operasyonda PKK’nın hayallerini yıkmış, güvendiği dağlara kar düşürmüştür. Bölgedeki tüm unsurlar Türkiye’nin bilgisi ve onayı olmadan bölgede hiç bir şey yapamayacaklarını, bu operasyonla bir kez daha görmüş, Türkiye’den başka hiç kimseye güvenemeyeceklerini test etmişlerdir. Türk’ün Türkten başka dostu bölgeninde, Türk milletinden başka koruyucu ve kollayıcısı yoktur…