I. Viyana Kuşatması
I. Viyana kuşatması öncesinde Osmanlı ordusunun etrafında gezinip duran bir kişi yakalanıp Sadrazam İbrahim Paşa’nın huzuruna getirilir. Yapılan sorgulama sonucu kişi Avusturya Kralı Ferdinand adına casusluk yapmak için görevlendirildiğini itiraf eder. Amacı Osmanlı ordusu hakkında bilgi toplamaktır. Bu durumu öğrenen Sadrazam İbrahim Paşa yanındaki adamlarına dönerek: “Bu casusa istediği herşey gösterilsin ve sorduğu herşeye cevap verilsin!” emrini verir.
Bu davranışın sebebi kendinden emin olmalarından dolayı rakiplerine daha savaş başlamadan psikolojik olarak üstünlük sağlamaktır.
Malum yerel seçimler öncesi aday belirleme dönemindeyiz. Bir çok yerde siyasi partiler rakibin adayına göre kendi adaylarını belirleme stratejisi izliyorlar. Adayını erken ilan eden siyasi parti diğerlerine karşı bir adım öne geçip “daha adaylarını bile belirleyemediler” söylentisini de yayarak rakiplerine karşı önce psikolojik üstünlüğü sağlamaya çalışıyorlar.
Malum I. Viyana kuşatması başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu tarihi gerçeği göz önüne alırsak adayı erken açıklamak da seçimi kazandıramayabilir.
İran Hediyeleri
II. Selim 1566’da tahta çıktığında o dönem İran’a hakim olan Safevi hükümdarı Şah Tahmasb yeni hükümdarı tebrik etmek için tam 1700 hayvanın hediyeleri taşıdığı bir kafileyi İstanbul’a gönderir. Sadece II: Selim’in şahsına gelen hediye 44 deve yüküdür. Bunların içinde 8 tane mavi kase vardır. Bu mavi kaseler içine zehirli bir şey konduğunda çatlayıp dağılma özelliğine sahipti.
Günümüzde ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoya karşı bizim tavrımızın nedenini sadece ekonomik temellerde değil birazda tarihsel bağlarımızda aramamız lazım. İran ile biz tarihe baktığımızda ezeli rakip ebedi dostluk örneklerini çok kez sergilemişiz.
Demirbaş Şarl
İsveç Kralı 12. Charles (Şarl), Rus Çarı deli Petro’ya Paltova Savaşı’nda yenilince Osmanlıya sığındı. Osmanlı O’nu koruması altına alarak ülkesine dönünceye kadar ülkesinde kalmasına izin verdi. Fakat Şarl bir türlü ülkesine dönemedi ve uzun yıllar Osmanlı’da misafir edildi. Bunun üzerine adı “Demirbaş Şarl” olarak anılmaya başlandı.
Bu tarihi durum malum seçim sürecinde olunca bizim muhalefet partilerini aklıma getirdi. İktidara karşı seçim kazanamayan hatta iktidarın desteğiyle adaylarına seçim kazandırma düşüncesinde olan muhalefet partilerimize acaba önümüzdeki yerel seçimden sonra “Demirbaş Muhalefet” diyenler çıkar mı?
***
Osmanlı tarihine ait üç olayı günümüzle bağlantı kurarak hazırladığım bir yazı oldu. Umarım sizleri geçmişi hatırlamaya, günümüz içinse bir nebze düşünmeye sevk edebilmişimdir.
