TEHDİT KORKUNUN ESERİDİR

Geçen hafta bu köşede yeni yıl ile ilgili güzel dileklerde bulunmuştuk!
Yeni yıla birlik ve beraberlik dili ile girilmesini istemiştik..
Ne girdik ama!!!???...
Daha ilk günlerde ülkede birlik ve beraberliğin sembolü, anayasanın koruyucusu hukuk devletinin bekçisi olması gereken Cumhurbaşkanımız AKP Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan milletin anayasal haklarını bir darbe girişimi ile özdeşleştirerek şu sözleri sarf etti ”Utanmadan sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz dökülün 15 Temmuz’da o sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün siz de aynı dersi evvelallah alırsınız. Bizler Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katar, gideceğiniz yere kadar kovalarız”...
Hemen arkasından ekliyor; “84 milyonun her bir ferdini öz kardeşimiz olarak görerek bağrımıza basıyoruz. Gönül dilinden anlamayanlara, anladıkları dilden konuşmasını biliriz”...
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye bir deyimimiz vardır ya...
İşte bu konuşma tam ona denk geliyor..
İnsanların anayasal hakkı olan sokak eylemleri, gösteri hakları ya da siyasi partilerin tepkisel eylemleri ne zamandır suç. sayılıyor?
Kaldı ki 15 temmuz bir darbe girişimidir..
Bu milletin her ferdi, AKP’lisi, CHP’lisi MHP’lisi, tüm siyasi partiler sivil toplum örgütleri , bilakis askerin içerisinde olan vatansever subaylar olayı anlar anlamaz sokaklara inmiş, TBMM de tüm siyasi parti temsilcileri milletvekilleri TBMM’de toplanmış, diğer siyasi partiler genel merkez binalarında bu kalkışmaya tepki koymuş herkes bulunduğu yerde bu hain darbe girşimine karşı durmuştur.
Ama ülkenin birlik ve beraberliğine kast edenlerle insanların demokratik tepkilerinin aynı ölçüde kıyaslanması siyasal kavgaya zemin hazırlanması hangi akla hizmettir?
12 Eylül öncesi insanların solcu - sağcı diyerek bölünmesi gibi ülkeyi başkanlık sistemi ile kutuplaştıran 2 kesime bölen ve bir kesime haklarınızı arama noktasında sizi sokakta görmeyelim yoksa ‘cumhur ittifakı olarak kovalarız’ mesajının altında yatan gerçek nedir?
Kime neyin korkusu verilmek istenmektedir?
Bu dil demokrasiyi, insanımızın kazanılmış haklarını tehdit ediyor!
Unutmayın ki size iktidara getirende üniversite önlerinde yaptığınız başörtü eylemleri, televizyonlarda liderler karşısında yaptığınız konuşmalar ve demokratik kültürün oturmuş olması idi..
Bu gün ise maalesef fikirleri değil sadece tarafgirlik içerisinde olan kanalların sürekli, karşı tarafa yapılan hamlelerini ve tarafları coşku içerisinde tutmak için kutuplaştıran söylemlerden başka bir şey duymuyoruz...
Ülkede sadece ‘ yol yaptık, zengin ettik, hastane yaptık,köprü yaptık, hepinizin telefonu var’ sözleri ile savunulan bir iktidar...
Oysa sizden öncede dönemin şartlarına göre bu ülkede yolda vardı hastane de vardı köprü de vardı ama aynı zamanda beğenmediğimiz iktidara karşı eylem yapacak sokağa dökülecek sendikalarımız sivil toplum örgütlerimiz, siyasi, partilerimiz ve hepsinden önemlisi de bizim için fikirlerini beyan edecek tüm liderlerin buluştuğu açık oturumlar vardı. Şimdi onlar yok’!
Ne var? sokağa çıkmayın 15 Temmuz’u gördünüz tehdidi...
Kim kovalayacak?
Cumhur ittifakı..
Kimi kovalayacak? Millet itttfakı bileşenlerini..
Niye? Siz niye hükümeti protesto ediyorsunuz diye...
Cumhurbaşkanı bu ülkeyi sadece cumhur ittifakı bileşenleri olarak görüyorsa zaten sorun bu..
Bu ülke ezelden ebede kardeşse siyaset ve onun dili insanlarımızı ötekileştirmekten uzak durmalıdır!
15 Temmuz’ kardeşi kardeşe kırdırmamış aksine birbirine kenetlemiştir.. Ama bu dil insanımızı bölen, ötekileştiren bir kesimi, bir kesime karşı kışkırtan dildir. Güvenlik güçlerimiz şiddeti, aşırılığı, izinsiz gösterilere karşı zaten gerekeni yapmaktadır.. Siyasi partilerin oluşturduğu bir ittifakla diğer siyasi partilerin oluşturduğu ittifakı tehdit ancak güç zehirlenmesine giren, kaybettiğini hisseden ve koltuğu bırakmamak için korku salmak isteyenlerin işi olabilir...
Bunu uygulamaya sokmak isteyenler olmuş, yaşanmış ama buna tevessül eden; ne iktidarlar, ne diktatörler ayakta kalabilmişlerdir...
Demokrasi ile geldiğinizde demokrasi ile gidersiniz.. Ama uygulamalarınızdan, yaptıklarınızdan hoşnut olmayan, iktidar olmak için sokakta olan, şiddet göstermeyen, devlet kurumlarına ve vatandaşın can ve mal güvenliğine karşı tehdit oluşturmayan hiç bir gösteri ya da sokak hareketi suç değildir...
Asıl suç kendi vatandaşını tehdit eden siyasi söylemle tahrik eden bu dildir...
Anketler iyi haber vermiyor!
Anladık gücün değiştirmeye de yetmiyor!!!!
Ama bu millet 12 Eylül’ü yaşamış acılarını çekmiş 15 Temmuz’da sokağa inmiştir.
Milletimiz aklı selim davranmasını bilen, vatan millet kavgasında bölen değil birleştiren bir yapıya sahip olduğunu yüzyıllardır göstermiş ve göstermeye de devam edecektir...
Dünde mazlumun yanındaydı yarında mazlumla olacaktır..:
EN İYİSİ TEHDİTLE DEĞİL HİZMETLE; TAHRİKLE DEĞİL SEVGİ İLE ŞİDDETLE DEĞİL HUKUK İLE GELİN BU MİLLETİN GÖNLÜNE GİRİN, GELECEĞİNE YÖN VERİN....
DEMOKRASİ KAZANSIN, MİLLET KAZANSIN DEVLET KAZANSIN...