TURİZM; ÜRETİMİN YERİNE GEÇERSE!
Ülkedeki ekonomik kriz taşra da yeni hissedilmeye başlıyor... Özellikle gurbete çalışmaya giden hemşehrilerimizin bu yaz döneminde fabrikaların kapalı ya da iflaslarla sıkıntıya girmiş olması önümüzdeki kış dönemi içinde ilçe esnafını olduıkça sıkıntılı bir sürece sokacaktır..
Geçtiğimiz yıldan aldıkları çek ya da senetleri tahsil edemeyen fabrikalarda alınteri döken bir çok aileyi de sıkıntıya sokarken önemli bir sosyal patlamayı da tetikleyebilir.
Özellikle ekonomik anlamda bu güne kadar ilçeye bağlı kalmadan, gurbete fabrikaları giderek ocaklarda ailecek çalışarak geçimini sağlayan bir çok vatandaşımız geçtiğimiz yıldan alacaklı bu yıldan ise hazırdan yiyerek sezonu geçirmeye çalışıyor.
Bu kısır döngü fabrikalar çalışmaya başlasa bile ilerleyen süreçte fabrikaların otomasyona girmesi teknolojik yeniliklere ayak uydurması ile çok sayıda işsiz olacaktır.
Bu gün Boyabat bölgenin parlayan yıldızı gibidir!
Oysa Boyabat ciddi anlamda hatalar yaparak hem bölgedeki kendi duruşuna hem de hinterlandı olan Saraydüzü - Durağan - Kargı ve Hanönü’ne büyük bir ekonomik bunalım bırakmak üzeredir. Bir zamanlar Boyabat sanayisi ve ürettiği tuğla kiremitle bölgenin işsizliğine çare oluyor, Sinop ekonomisine katkı sunuyor, üretimi ile bölgenin tüten bacalarını temsil ediyordu
Oysa bu gün Boyabat daha çok turizm ve tanıtıma verdiği ağırlık ile cazibe merkezi olmayı kendine hedef olarak koymanın bedelini hem hinterlandındaki ilçelere hem de kendine faturası ağır olacaktır.
Bir köşe yazımda demiştim ki; Durağan’dan göçüp ekmeğinin peşine gidenler Boyabat’a gidiyorsa Boyabat bu felsefesini bu anlayışını sürdürsün. Yok eğer ona nüfus olarak yansımıyorsa politikalarını gözden geçirsin. Durağan’dan göçen her hane Boyabat’ında çöken bir yapı taşıdır. Boyabat kendi esnafını kazandırmayı düşünürken kendisine müşteri olan kendisinin oluşturduğu cazibe merkezi algısı ile aradığını bulabilme etkisine kapılıp gelenler artık internet dünyası ve daha büyük AVM lere doğru yöneliyor.
Boyabat gelip geçenden nasiplenirken üretimden kopması, tuğla fabrikalarının teknolojik yapıya ayak uyduramaması gelecekte Boyabat’ta çok ciddi yıkımlara işsizliklere, sanayi esnafının zorlanmasına yol açacaktır. Bu gün Durağan’daki işsizliğe de çare olmuş olan Boyabat tuğla sanayi Türkiye’nin dört bir yanına Durağan’dan kalifiye eleman göndermiştir. İşi bilen işinin hakkını veren ve gittikleri her yerde tuğla ocaklarını çalıştıran isimlerin arkasında Boyabat Tuğla sanayi vardır.
Bu gün ise Türkiye de inşaat sektörünün durması ile tuğla fabrikaları tek tek kapanmakta teknolojik olarak yapılanmasnı yenilemiş standartları yükseltmiş otomasyona geçmiş, insan gücünü azaltmış fabrikalar ise üretim sayılarını arttırarak kapanan fabrikaların ihtiyacını da karşılamaya başlamıştır.
Hammaddesi elinde olan mevsimsel olarak her zaman üretim yapabilecek durumda olan Boyabat tuğla sanayi AB standartları ile yarış edebilir bir durumda değildir. Bu gün Avrupa pazarına Karadeniz üzerinden ihracat yapabilecek üretimini ihracatla arttırabilmesi mümkünken maalesef Türkiye pazarının çökmesi ile Boyabat tuğla sanayisi de çökmüştür.
Sinop balık, Erfelek mantar ihraç ederken, Boyabat ihracatta yoktur.. İhracatta olmamamsı nedeni ile de ekonomi de kayıp yaşamakta, bir çok iş adamı üretimden çekilerek AKP döneminde en çok vatandaşı borçlandıran, üreticiye hazır ve kolay para kazanma yöntemi olarak sunulan inşaat sektörüne yatırıma yöneltmiştir. Bu gün ise bir çok işadamının elinde gayrimenkul zenginliği yaşanırken çekilen kredi ve borç batağı ile iflaslarda başlamıştır.
Ekonomist değilim benim yazdıklarım sadece gözlemlere, yaptığım gezilere dayalıdır.
Boyabat’ı yönetenler yaşanılabilir bir şehir inşaa edebilirler.. Bir çok ilden ilçeden hatta ülkeden turist çekebilirler.. Ama asıl olan üretimden çekildiklerinde ellerinde sadece para ve yol gözlemeye başlayan esnaf kitlesi bulacaklardır!!!!
Dünyada tarih, doğa turizmi ve festivallarle zenginleşen bir ülke yoktur. İsminizi bir yerlere altın çerçeve ile yazdırırsınız.. İsminiz televizyonlarda, gazetelerde yer alabilir hatta plaketler odanızı süsleyebilir ... Ama bir gün gelir ödemek zorunda kalacağınız bedel size çok ama çok ağır gelir... Devletin yatırımdan çekildiği fabrika yapmadığı bir ortamda Ticaret odası üretim odaklı projelere ağırlık vermeli elindeki hammadde olan tuğla sanayiini geliştirecek adımlarla üreticisini desteklemelidir. Onlara pazar oluşturacak gerekirse bölgede şu an için en ucuz nakliyat olan deniz yolu ile pazara ulaşmasının önünü açacak zorlayıcı projelerle bölgenin üretim merkezi Boyabat’ı tekrar üretim ağında ekonomiye kazandırmalı, sanayi merkezi yapmalıdır.
Boyabat turizmle ancak bir kaç esnafı, birkaç sektörü besler, üretimle hem ülkeyi hem de bölgeyi...
Komşu ilçelerin nüfusu kendisine akarken kazandıkları kendilerini yanıltmasın ...
Hanönü bakır madeninin açılması ile bölgede önemli bir sanayi bölgesi olacak. Bakır gibi değerli bir hammadde ile bölgede yeni iş kolları neler olmalı? neler desteklenmeli? Boyabat organize sanayiden nasıl faydalanmalı? buna yönelik çalışmalarla Boyabat tekrar üretimin merkezine oturmalıdır.
Belki tren yolu Ankara’dan, Karabük’ten Boyabat’a gelmez ama Hanönü’nden Boyabat organize Sanayiye, organize sanayiden Sinop limanına uzanması için çalışmalar başlatılabilir.
Üniversiteye bel bağlarsak yaraya pansuman yaparız ama kabuk bağlatamayız...
Memleket göçerken bu ülkede lafarge’nin, Braas kiremit ve çatı sistemlerinin yer bulduğu tercih edildiği bir ortamda Boyabat tuğla ve kiremit sanayi çöktüyse, ihracat yapamıyorsa oturup düşünmekte fayda var!
Boyabat’ın hinterlandındaki tüm ilçelerin işe ve de üretime ihtiyacı var..
Pirinci Tosya’dan, tuğlayı Işıklardan, kiremiti braas’tan almaya başladıysak fabrikaları nostaljik gezdirmek için bir rehber yeter; bir zamanlar üretiyorduk!!!.. Ne zaman ki turizmi keşfettik, inşaat sektöründe bir koyup on kazanmayı ARGE’ye tercih ettik! bunlarda nostalji oldu der geçersiniz..
Saygılarımla...