2020 yılından hemen hemen herkesin beklentisi hem özelde hemde genelde huzur idi. 2019’dan daha huzurlu bir Dünya istiyorduk. Dört bir yanda süren açlık, sefalet ve zulümlerden arınmış bir Dünya’da yaşamak, insan olan herkesin en büyük temennisi idi.
Daha yılın ilk günleri gösterdi ki, bu dilekler sadece temenni de kalacak. Ülke gündemimizden hiç düşmeyen terörle mücadele de Libya konusu ile artık deniz ötesi bir kavrama dönüşüyor. Mehmetçiğimiz sınırlarımız ötesinde ülke menfaatlerimizi korumak adına Libya’da ki muhalif grubun eylemlerine karşı meşru hükümetin devamlılığını sağlama görevi üstlenecek. İnşallah caydırı güç olması dışında sahada muharip güç olarak görev almaz da zaten bir türlü dinmeyen anaların göz yaşı bu kez de Libya2dan gelecek üzücü haberler nedeniyle akmaz.
Yeni yılın ilk haftası tüm dünya da şok etkisi yaratan ABD güçlerinin İran için özel bir öneme sahip Kasım Süleymani’yi öldürmesi olayına sahne oldu. Doğrudan İran lideri Hamaney’e bağlı hareket eden Süleymani, 1998’den bu yana İran’ın ülke dışındaki askeri-istihbari operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü’nün komutanlığını yürütüyordu. Özellikle Suriye’deki eylemleri nedeniyle ABD Başkanı Trump, Süleymani’nin başında bulunduğu Kudüs Gücü’nün bağlı bulunduğu Devrim Muhafızları’nı ‘teröre destek verdiği’ gerekçesiyle yaptırım listesine aldıklarını açıklamıştı. Süleymani ve yanındakilerin hayatını kaybettiği ABD saldırısından sonra Pentagon’dan yapılan yazılı açıklamada eylemin bölgedeki ABD personelini korumak ve savunma adına yapıldığı ifade edildi.
Bu eylemden sonra İran misilleme de bulunacağını ve Nükleer konusundaki anlaşmaya artık uymayacağını ilan etti. Ortadoğu da neler olacağını tüm dünya merakla beklerken yapılan itidal çağrıları da işe yaramadı ve İran komşusu Irak’da bulunan ABD üslerine füze saldırısında bulundu. Yani tam olarak ismi konmayan ABD-İran savaşının fitili yakılmış oldu.
Gidişata bakılırsa yakılan bu fitil sadece iki ülkeyi değil tüm Dünya’yı ateşe atabilir. Suriye konusunda yaşanan tecrübe gösterdi ki Dünya’nın herhangi bir bölgesinde çıkan yangın tüm ülkeleri etkilemekte.
Yangın demişken bir kaç cümlede Dünya’nın gözü önünde Doğu Türkistan’da yanan yangından söz etmek gerek. Doğu Türkistan’dan yükselen feryatlar yürekleri yakıyor. Medeni (!) dünyanın bu feryatlara kulakları sağır, yaşanan zulümleri görmek için gözleri kör...
Ben ve benim gibi düşünenleri asıl üzen ise hem soydaşımız hem dindaşımız olan Doğu Türkistan konusunda ülkemizin uluslararası kamuoyunda medeni(!) dünya ile aynı göz ve kulaklara sahip olması. Savaş mağduru Suriyelilere gösterdiğimiz hassasiyetin onda birini ne yazık ki Doğu Türkistan konusunda ortaya koyamıyoruz. Neden peki?
Nedenini düşünerek bulmanız için sizlere bırakıyorum. Bana göre Doğu Türkistanlıların Türk ve Müslüman olmaları dışında bir neden yok. Haa bir de ucuz Çin malları var...
Orta doğu ve Doğu Türkistan başta olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerindeki insanlık adına yanan yangınlar ile Avustralya’daki orman yangınlarının bir an önce sönmesi dileklerimle...