30 Ağustos zafer bayramı’nın 97. yıl dönümünde 27 Ağustos 2015 yılındaki bir yazımı alıntIlayarak 30 Ağustos’u ve o günleri hatırlatmak istiyorum.
“ 26 Ağustos 1071 Türk milleti’nin Anadolu coğrafyasına akın akın geldiği Anadolu kapısının Türklere açıldığı tarihtir. .,
26 Ağustos 1922 ise özgürlük ve son vatan Anadolu’yu ebedi Türk yurdu yapmak için Afyon Kocatepe’den seslenen büyük önder Atatürk’ün destansı hikayesinin başladığı, Türkiye Cumhuriyeti devletine giden yolun kilometre taşlarının son halkasıdır. Türk ordusunun yüzyılın lideri olarak tanımlanan büyük önder Atatürk’le destan yazdığı yedi düvelin destek verdiği işbirlikçi sömürgeci uşakların Anadolu’dan denize döküldüğü 30 Ağustos tarihine kadar geçen sürenin adıdır. ..
Zaferler ayı olan Ağustos’u ve de 30 Ağustos’u Mustafa Kemal Atatürk; “Mazlum milletimizi tarihin en tehlikeli bir zamanında yeniden ışığa ve necata kavuşturan bu muharebede sizin başkumandanınız olmaktan dolayı bir insan kalbi için mukadder olabilecek en derin saadet ve iftiharı duydum. Dünyanın hiçbir tarafında ve ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Hayatınla, imanınla, itaatinle,’ hiçbir korkunun yıldırmadığı demir gibi pâk kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranlarımı söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim(1925)” diyordu.
...................................en umutsuz anlarda umut olan Türk ordusu AKP iktidarı döneminde 2007’den 2014 yılına kadar en ağır iddialara konu ediliyor, yargılanıyordu.Bunlardan en ağırı olan ise savaşta bile milletine ihanet etmeyen Türk ordusunun seçkin subaylarının casusluk suçlaması ile karşı karşıya kalması. 26. Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ’un terör örgütü kurmak ve yönetmekten ceza alması idi..
Türk ordusunun tarih ve millet önünde hesaba çekildiği, yıpratıldığı bu dönemde, çözüm süreci revaçta, Türk ordusunun en seçkin subayları cezaevinde idi.
Bilge Kağan’dan bu tarafa 5000 yıllık düzenli bir orduya sahip olan Türk milleti ordusuna hep güven duyardı. Bu dönemde yıpratılmış, güven duygusu sarsılmıştı.
Şehit kardeşinin cenazesinde feryadını dilen getiren Yarbay Mehmet Alkan, kardeşinin tabutuna sarılarak, “Buranın vatan evladı, 32 yaşında, daha vatanına, sevdiklerine doymadı, dünyaya doymadı, bunun katili kim? Bunun sebebi kim? Şu güne kadar ‘çözüm’ diyenler neden şimdi “sonuna kadar savaş’ diyor“ diyerek adeta isyan etmişti.
Evet çözüm diyenler 7 Haziran sonrası savaş diyor “
....................................................................
Diyerek bitirmiştim yazımı Yarbay Mehmet Alkan’ın sözlerini gündeme taşımıştım.
2015 yılında 27 Ağustos tarihinde kaleme aldığım bu yazıyı 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97. yıl dönümünde tekrar gündeme getirme sebebim mi?
O dönemin Başbakanı Ahmed Davutoğlu...
Davutoğlu diyor kİ ; “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride birgün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden, aylardan biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır.” Sizce ne diyor?
Oysa 7 Haziran - 1 Kasım 2015 tarihleri arasında;
- 20 Temmuz’da, Suruç’ta, Kobani’deki çocuklara oyuncak taşıyan gençlere yönelik IŞİD tarafından canlı bomba saldırısı düzenlendi. 34 kişi yaşamını yitirdi.
-22 Temmuz’da Ceylanpınar’da görevli iki polis, yaşadıkları evde, başlarından vurularak öldürüldü. PKK, eylemi önce üstlendi, daha sonra ilgisi olmadığını açıkladı. Bu olay çözüm sürecinin sonu oldu.
-7 Eylül’de Dağlıca’daki PKK saldırısında 16 asker, bir gün sonra Iğdır’daki PKK saldırısında 13 polis hayatını kaybetti.
- 10 Ekim’de Ankara’daki barış mitingine IŞİD iki canlı bombayla saldırı düzenledi. Ankara Garı önündeki bu saldırıda 102 kişi yaşamını yitirdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısından sonra Davutoğlu’ndan “kokteyl terör” açıklaması geldi.
Arada yaşanan siyasi olaylar, siyasi açıklamalar hükümet kurma çalışmalarından bahsetmiyorum. Sadece terör olaylarının büyük çaplılarını sıraladığımızda ortada bir başarı görülmüyor..
O halde dönemin başbakanı Ahmed Davutoğlu bu sözleriyle Erdoğan’ı tehdit edemeyeceğine göre ne anlatmak istedi? Kime mesaj verdi? cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bu sözlere neden cevap gelmedi?
Sorular sorular!!!!????..
Belki cevapsız kalır ama terörde başarının olmadığı çözüm sürecinin rafa kalktığı 7 haziran - 1 Kasım tarihleri arasında MHP’yle ilgili ne olmuş olabilir ki; AKP ile hükümet kurmayarak seçime gitmiş, sonrasında ise açık olarak Erdoğan’a desteğini sunmuştur.
Davutoğlu üstü kapalı mesajla geçiştirdiği bu süreci aydınlatmak zorundadır. İşte 2015 yılında dikkat çektiğimiz bu süreç bu gün o günün yetkilisi tarafından kısmende olsa doğrulanırcasına yapılan bir açıklama büyük tartışmaları beraberinde getirmesi gerekirken oluşan sessizlik dikkat çekicidir....
..................................................................................................................
Zaferler ayı Ağustos ayında ve öncesinde Türk ordusu profesyonelleşeceğiz diyerek milli ruhtan paralı askerliğe doğru koşar adım gidiyor. Bu gün sadece kendi ilçemde neredeyse askerden fazla uzm. çavuş, onbaşı ve erbaş vardır. Anadolunun fakir gençleri askerlikteki uzmanlığı bir çıkış kapısı, bir ekmek kapısı olarak görmeye başlamıştır. Oysa doğuştan asker olan Türk milleti 7’den Yetmişe askerliği milli bir görev, adam olma ve de milli bir şuurun önemli bir parçası olarak görmektedir. Bu şuur kaybolmamalı bedelli vb. uygulamalarla askerlik mesleği, paralı algılanmasına ve de siyasetin kollarına bırakılmamalıdır. Özellikle YAŞ atamaları ile gündeme gelen istifalar, tayinler hiyerarşik yapıdaki bozulmalar tartışma konusu olmaya başlamıştır. Bu durum zamanla artmamalı Türk ordusu güven kaybetmemelidir.
Bu millet yoklukta devlet kurar! Çünkü asker doğmuş askerle özdeşleşmiştir. 1922’de başındaki başkumandana güvenmiş 7 düveli Anadolu’dan sürüp Ege’de denize dökmüştür. Siyasetin kirli yüzünde ordunun şanlı geçmişi, şerefli tarihii 5000 yıllık hiyerarşisi bozulmadan geleceğe teslim edilmelidir.
ZAFERLER AYIN KUTLU OLSUN, BÜYÜK TÜRK ASKERİ VE YÜCE TÜRK MİLLETİ...